Araf Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?
Araf suresinin 105. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Peygamberlerin her zaman hakkı söylediğini bildiren âyet; Araf suresinin 105. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Kur’an’da buyrulur:
حَق۪يقٌ عَلٰٓى اَنْ لَٓا اَقُولَ عَلَى اللّٰهِ اِلَّا الْحَقَّۜ قَدْ جِئْتُكُمْ بِبَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَاَرْسِلْ مَعِيَ بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ
Benim yükümlülüğüm Allah hakkında haktan başkasını söylememektir. (A‘râf, 7/105)
PEYGAMBERLER HER ZAMAN HAKKI SÖYLERLER
Bilgi:
Allah Teâlâ, uzunca bir süre Mısır’da Firavun’un zulmü altında yaşayan İsrailoğullarını kurtarsın diye Mûsâ peygamberi Firavun’a göndermişti. O da Firavun’dan kavmini serbest bırakıp kendisiyle birlikte Mısır’dan Sina’ya gitmelerine izin vermesini istemişti. Hz. Mûsâ -aleyhisselâm-, bu talebini Firavun’a iletirken, kendisinin Allah tarafından görevlendirilmiş bir elçi olduğunu da söylemiş, böylece hem peygamberlikle görevlendirilmiş olduğunu ilan etmiş hem de Firavun’un tanrılık iddiasının geçersiz olduğuna işaret etmişti.
Mesaj:
- Peygamberlerin daima hakkı söylediklerine inanırız.
- Bizler de söz ve davranışlarımızda her zaman doğru olmaya dikkat ederiz.
- Haksızlık karşısında hakkı söylemenin mümin vasfı olduğuna inanırız.
Kelime Dağarcığı:
Hak: Doğru, gerçek, gerçeğe uygun.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Mûsâ şöyle dedi: “Ey Firavun! Ben, gerçekten Âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”
- “Bana düşen Allah hakkında ancak doğru ne ise onu söylemektir. Bakın size Rabbinizden apaçık bir delil getirdim. Artık İsrâiloğulları’nı sal da, benimle beraber gelsinler.”
- Firavun dedi ki: “Eğer bir mûcize getirdiysen ve gerçekten doğru söylüyorsan, haydi onu göster bakalım!”
- Bunun üzerine Mûsâ asasını yere attı; o birdenbire apaçık, kocaman bir yılan kesiliverdi.
- Sonra elini koynundan çıkardı; o da, orada bulunan herkesin hayret dolu bakışları arasında bembeyaz oluverdi.
Hz. Mûsâ kardeşi Hârûn’la beraber Firavun’a giderek kendisinin Allah’ın bir peygamberi olduğunu, O’nun hakkında doğru olandan başkasını söylemeye hakkı olmadığını, elinde bunu kanıtlayacak sağlam deliller bulunduğunu belirtir. Dolayısıyla İsrâiloğullarını serbest bırakıp kendisiyle beraber göndermesini ister. Zira İsrâiloğulları Mısır’da Firavun’un zulüm ve baskısı altında köle olarak çalışmakta; en adi ve ağır işleri yapmakta idiler. Firavun’nun, sözü edilen delilleri talep etmesi üzerine önce elindeki asayı yere atar; asa birdenbire son derece çevik hareket eden koskocaman bir ejderha kesilir. Bunun peşinden elini cebine sokar çıkarır, esmer olan eli, görenleri hayrete düşürecek şekilde, âdeta filorasan gibi bembeyaz oluverir.
Bunlar Hz. Mûsâ’nın gerçekten peygamber olduğunu gösteren ve ancak ilâhî kudretin tesiriyle olabilecek apaçık delillerdi.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR