Araf Suresinin 170. Ayeti Ne Anlatıyor?
Araf suresinin 170. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İyi amel işleyenlerin mükâfatının zayi olmayacağını bildiren âyet; Araf suresinin 170. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
وَالَّذ۪ينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَۜ اِنَّا لَا نُض۪يعُ اَجْرَ الْمُصْلِح۪ينَ
Kitaba sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte böyle iyiliğe çalışanların ecrini biz asla zayi etmeyiz. (A‘râf, 7/170)
ALLAH, İYİ AMEL İŞLEYENLERİN MÜKÂFATINI ZAYİ ETMEZ
Bilgi:
Önceki ayetlerde Yahudilerin dünya malı konusundaki hırs ve zaafları sebebiyle dinlerinin hükümlerinden uzaklaşıp kötülüklere sapmaları anlatılmıştır. Bu ayette ise önceki anlatılanlarla bağlantılı olarak, Yahudilerden, Allah’ın kendilerine gönderdiği kutsal kitaptaki emirlere uyanlardan bahsedilmektedir. Emredildiği şekilde ibadetlerini yerine getiren ve kötülük eğilimlerini yenerek iyilik ve sulh için çalışanlara, yaptıklarının karşılığının Allah tarafından eksiksiz olarak verileceği bildirilmektedir.
Mesaj:
- Kötülükler cezasız kalmayacağı gibi, iyilikler de karşılığını bulacaktır.
- Namaz önceki ümmetlere de emredilmiş, çok önemli bir ibadettir.
Kelime Dağarcığı:
Salât: Dua, ibadet, namaz.
Ecir: Mükâfat.
Muslih: Islah eden, iyiliğe çağıran.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz ki biz, hem kendilerinin, hem de toplumun ıslahına adanmışların mükâfatını asla zâyi etmeyiz.
Âhiret yurdu kendileri için daha hayırlı olan takvâ sahipleri, Allah’ın hidâyet rehberi olarak gönderdiği kitabın buyruklarına sımsıkı sarılan, onu hayatının her alanına ulaştıran, o kitap muhtevasında diğer ibâdetlere devamla birlikte, özellikle namazı dosdoğru kılmaya itina gösteren kimselerdir. İşte bunlar hem kendi hallerini ıslah eden, hem de başkalarını ıslaha çalışan olgun kimselerdir. Allah Teâlâ, bu şekilde hep iyilik ve ıslah yolunda çalışan kullarının ecrini asla zayi etmeyecek; onlara bol bol ihsanda bulunacaktır. Ameldeki ihlas ve titizliklerinin derecesine göre bire on, bire yüz, bire yedi yüz ve daha fazla olmak üzere onlara kat kat mükâfâtlar verecektir.
Kitaba sımsıkı sarılmakla alakalı bir misal olmak üzere Hasan Basrî (k.s.)’un ashâb-ı kirâm hakkındaki şu müşahedesi câlib-i dikkattir: “Bedir savaşına katılmış yetmiş sahâbî gördüm. Onlar helâllerden, sizin haramlardan sakındığınızdan daha çok sakınırlar; belalara, sizin iyiliklere sevinmenizden daha çok sevinirlerdi. Siz onları görseydiniz deli derdiniz. Onlar, sizin en hayırlılarınızı görselerdi, «Bunların herhalde âhiretten hiç nasibi yok» derlerdi. Şerlilerinizi görselerdi, onların hesap gününe inanmadıklarına hükmederlerdi. Kendilerine, helâl olan şeylerden verilmek istense, kalplerinin bozulması korkusuyla almazlardı.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, III, 345)
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR