Araf Suresinin 199. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Araf suresinin 199. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Müminlerin özelliğini bildiren âyet; Araf suresinin 199. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ

(Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. (A‘râf, 7/199)

MÜMİNİN ŞİARI AFFETMEK, İYİLİK ETMEK VE VAKARLI OLMAKTIR

Bilgi:

Âyette Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve onun ümmetinin, Allah’a davet yolunda takınmaları gereken tavrın nasıl olması gerektiği beyan edilmektedir. İnsanları hak ve hakikate, iyilik ve doğruluk yoluna çağırırken kendini bilmezlerin edeple bağdaşmayan davranışları ve haksızlıklarıyla karşılaşıldığında bunlara aldırmamak gerekir. Yine bu tür hareketler karşısında hissi davranarak affedici olmaktan ve iyiliği emretmekten vazgeçmemek, tam tersine ısrarla sabırlı, bağışlayıcı ve hoşgörülü olmaya çalışmak gerekir.

Mesaj:

  1. “Kul başkalarını affettikçe, Allah da onun şerefini yüceltir.” (Müslim, “Birr”, 69)
  2. Affedici olmak, karşımızdakinin gönlünü kazanmada bize yardımcı olur.

Kelime Dağarcığı:

Afv: Kötülük yapanı bağışlamak.

Örf: İyi olan.

Câhil: Bilgisiz, küstah, saldırgan.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Rasûlüm! Sen yine de af yolunu tut, iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir.

Üç mühim husustan meydana gelen bu âyeti kerîme, emir ve yasaklara dair dinin bütün esaslarını hülâsa eder:

›    Af ve kolaylık yolunu tut: Öncelikle affedici ol. İnsanların eksiklerine ve kusurlarına bakma. Kusurları bağışla, suçluları ve özür dileyenleri affet. Katılık ve sertlikten uzak dur. Beşerî münâsebetlerde hep müsâmaha ve kolaylık yolunu tut. Önce sen, sana kolay gelecek şeyleri yap, insanlara da kolaylıkla yapabilecekleri şeyleri söyle. Onlara zor gelecek ve sıkıntı verecek şeyleri isteme. Şiddet ve zorluk taraftarı olma. İnsanlardan vergi alacağın zaman da, onlara zorluk ve sıkıntı vermeyecek şekilde hayatî ihtiyaçlarından fazla olan mallardan vergi al.

›    İyiliği emret: Burada “iyilik” olarak tercüme ettiğimiz اَلْعُرْفُ (örf), “Allah’ın kitabına, Peygamber (s.a.s.)’in sünnetine ve akl-i selîm sahibi kimselerin değerlendirmesine göre yapılması gerekli, yapılması yapılmamasından daha iyi, varlığı yokluğundan hayırlı, güzel ve faydalı bütün işler”dir. Buna göre “örf”, sadece yapılması farz olan işleri değil, aynı zamanda mendup olan, dinin hüküm ve hedeflerine ters düşmemek şartıyla ak­lı selimin ve kamu vicdanının hayırlı ve yararlı görüp âdet haline getirdiği her tür­lü dinî ve dünyevî konulardaki iyilik ve güzellikleri de ihtiva eder.

›    Câhillerden yüz çevir: Kendini ve Rabbini bilmez cahillerin ahmakça sözlerine, akılsızca işlerine aynı ile karşılık vermeye kalkışma. Onlarla oturup kalkma, onlarla münazara ve münakaşadan sakın. Yanlışlarını düzeltmek ve kendilerine doğruları öğretmek üzere beraber olduğunda onlara karşı hilimle muamele et. Sana yaptıkları kötülükleri görmezlikten gel. Çünkü bazı cahiller, onlarla alakadar olduğun esnada akılsızca davranmaya, sana eziyet etmeye, gülmeye ve alay etmeye kalkışabilirler. Bunlara karşı dikkatli ol.

Hadis-i kudside şöyle buyrulur: “Faziletlerin en yükseği, seninle ilişkisini keseni arayıp sorman, seni mahrum bırakana ihsanda bulunman, sana zulmedeni affetmendir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 438)

Bu ilâhî talimatlara harfiyen uyan Allah Resûlü (s.a.s.), kötü söz söylemez, çirkin iş yapmaz, çarşı pazarda bağırmaz ve kötülüğe kötülükle karşılık vermez,  affeder ve bağışlardı. (bk. Tirmizî, Birr 69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 174, 328)

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com