Araf Suresinin 3. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 3. ayetinde ne anlatılıyor? Başkalarına değil, Kur’an’a uyulmasını emreden âyet; Araf suresinin 3. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

اِتَّبِعُوا مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۜ قَل۪يلًا مَا تَذَكَّرُونَ

Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (A’râf, 8/3)

BAŞKALARINA DEĞİL KUR’AN’A UYUN!

Bilgi:

Yüce Allah, Kur’an’ı insanlar için indirmiştir. Onda varlığın, hayatın gayesi, mutluluğun yolu bildirilir. Kur’an kılavuzdur. Doğru yolu bildirir. Ona uyan dünya ve ahiret huzuru bulur. Bağlanılacak dost ise ancak Allah’tır. O’nun dışında başka şeylerden kurtuluş ve çare ummak faydasızdır. Ancak ne var ki insanlar Rablerinin bu öğüt ve uyarılarına pek az kulak vermekteler.

Mesaj:

  1. İnsana eğri ve doğruyu, hak ve batılı gösteren, doğruluk rehberi Kur’an şifa kaynağıdır. Her türlü huzur ve kurtuluş, sözlerin en güzeli Kur’an’a uymaktadır.
  2. Başka varlıklara değil ancak Allah’a bağlanıp O'na sığınmak gerekir.

Kelime Dağarcığı:

İnzal: İndirmek, Allah’ın peygambere vahiy göndermesi.

Evliyâ: Veliler, dostlar, yardım ve himaye edenler.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun; Allah’tan başkasını dost ve yardımcı edinip de onların ardından gitmeyin. Ne de az düşünüp öğüt alıyorsunuz.

Ölçü, kitaptır. Bu sebeple doğru olan kitabın ölçülerine göre hareket etmektir. Kitaba aykırı olan, Cenâb-ı Hakk’ın emir ve yasaklarına aykırı bulunan hususlarda hiç kimseye tabi olmamak gerekir. Bizi yaratan Yüce Mevlâmızı bir kenara bırakarak başkalarının arkasından gitmek akıl kârı değildir. Bu sebeple âyet, aklımızı kullanmaya yönlendirerek, “Ne de az düşünüp öğüt alıyorsunuz” (A‘râf  7/3) ikazıyla sona ermekte; peşinden de, ilâhî gerçeklerden öğüt almayanların tepelerine inen ceza ve azaplar ibretli bir misal olarak haber verilmektedir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZ NASIL ÖĞÜT VERİRDİ?

Peygamberimiz Nasıl Öğüt Verirdi?

ÖĞÜT VERİRKEN ÖLÇÜLÜ OLMAK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Öğüt Verirken Ölçülü Olmak ile İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.