Arakanlı Müslümanlar Sel Mağduru

Myanmar'da üç haftadır devam eden şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 74 kişi öldü. Yaklaşık 140 bin Arakanlı Müslüman, sellerden en çok etkilenenler arasında yer alıyor.

Myanmar'da üç haftadır devam eden şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 74 kişinin öldüğü bildirildi.

Devlet Başkanı Thein Sein, devlet radyosundan yaptığı açıklamada, "Yağışlar nedeniyle Irrawaddy Nehri'ndeki su seviyesi, tehlikeli oranda yükseldi. Ne yazık ki doğal afetlerin önüne geçemiyoruz. Nehir kenarındaki köylerde yaşayanların bir an önce bölgeden uzaklaşması gerekmektedir" dedi.

Hükümet, uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu. ABD 600 bin, Avrupa Komisyonu yaklaşık 1,1 milyon, Avustralya 1,5 milyon, Japonya 140 bin dolar yardım sözü verdi. Bu arada Çin, 10 kişilik bir arama kurtarma ekibi gönderdi.

74 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Tarihinin en büyük sel felaketlerinden birini yaşayan Myanmar'da 14 eyaletten 12'sinde 74 kişi yaşamını yitirdi, 330 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir milyon dönüm ekili alanın sel suları altında kaldığı kaydedildi.

Sellerden en fazla etkilenen Rakhine (Arakan) eyaletinde 41 kişi öldü. Aynı zamanda Komen kasırgasının da etkili olduğu eyalette yüzlerce ev yıkıldı, binlerce kişi tahliye edildi.

140 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN SELDEN ETKİLENDİ

Eyaletteki derme çatma kamplarda yaşayan yaklaşık 140 bin Arakanlı Müslüman, şiddetli yağmurlar ve sellerden en çok etkilenenler arasında yer alıyor.

Sel sularının karayolları, demiryolları ve köprülere ağır hasar vermesi nedeniyle bazı bölgelere ulaşılamıyor. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Myanmar'ı 2008'de vuran Nergiz Kasırgası, yaklaşık 140 bin kişinin ölümüne neden olmuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.