"Arakanlıları Kabul Etmek İçin Hazırız"

Ajansların haberine göre; Gambiya hükümetinden yapılan açıklamada; Arakanlı müslümanları kabul etmenin ve onları, ülkede kuracakları mülteci kamplarına yerleştirmenin "kutsal görev" olduğu belirtildi.

Endonezya, Malezya ve Tayland gibi bölge ülkelerine çağrıda bulunan Gambiya hükümeti, Myanmar'daki Arakan Müslümanlarının durumunu büyük bir endişe ile takip ettiklerini, özellikle denizin ortasında aç ve susuz kalan Müslüman mültecileri gönderilmesi halinde, kabul etmeye hazır olduklarını açıkladı.

Uluslararası topluma da çağrıda bulunan Gambiya, Arakanlı Müslümanlar için kurulacak kamplar için çadır, yatak, battaniye, ilaç ve ev gereçleri gönderilmesini talep etti.

CUMHURBAŞKANI'NDAN MALEZYA BAŞBAKANI'NA TELEFON

Denizde haftalarca aç ve susuz kalan Arakanlı Müslümanlarla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Malezya Başbakanı Necip Tun Abdürrezzak ile telefonda görüştü.

Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh ülkesinin Arakanlı Müslümanları kabul etmesinin "kutsal görev" olduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya Başbakanı Abdürrezzak'a, "Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır, yardım ulaştırmanın yanısıra, mültecilere karaya ulaştıktan sonra da sahip çıkılmalı' dedi.

Dışişleri Bakanlığı da, Türkiye'nin Uluslararası Göç Örgütü ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine insani destek için 1 milyon dolar taahhütte bulunduğunu hatırlattı.

MALEZYA'DA KAÇAK GÖÇMEN ZİRVESİ

Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da bir araya gelen Endonezya, Malezya ve Tayland dışişleri bakanları Güneydoğu Asya kıyılarında teknelerde bekletilen mültecilerin durumunu görüşmüştü.

Malezya Dışişleri Bakanı Anifah Aman ve Endonezyalı mevkidaşı Retno Marsudi mültecileri geçici olarak kabul etmeyi kararlaştırdıklarını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından şimdiye kadar Endonezya tarafından 900 mülteci kurtarılarak, karaya taşındı.

İnsan kaçakçılarına ait teknelerde 8 bine yakın kaçak göçmen olduğu tahmin ediliyor. Söz konusu kaçak göçmenler günlerdir denizin ortasında aç ve susuz bekliyorlar.

ARAKANLI MÜSLÜMANLARI KİMSE İSTEMİYOR

Myanmar ve Bangladeş'ten kazan yaklaşık 8 bin mülteci Endonezya ve Malezya kıyılarında bekletiliyor. Şimdiye kadar 3 bin mülteci kabul eden Endonezya ve Malezya daha fazlasını kabul etmek istemiyordu.

Mültecilerin büyük çoğunluğunu Myanmar'dan kaçan Bangladeş kökenli Müslüman Rohingya halkı oluşturuyor. Kuala Lumpur'daki toplantıya katılmayan Myanmar ise Arakanlı Müslümanları ülkelerinden sürmek istiyor.

İslam ve İhsan

ARAKANLI MÜSLÜMANLAR DENİZİN ORTASINDA YARDIM BEKLİYOR!

Arakanlı Müslümanlar Denizin Ortasında Yardım Bekliyor!

ARAKAN TARİHİ

Arakan Tarihi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.