ümmet   (5383 içerik bulundu)

Ümmet-i Muhammed Helak Olacak mı?

Allah, ‘Ümmet-i Muhammed’i Kur’ân’da bahsi geçen kavimlerin helâkı gibi topyekün bir helâkla cezalandırır mı?

Ümmetin Dili: Mehmet Akif Ersoy

Mehmet Akif, sadece İstiklal Marşı ile değil, bütün bir manevi mirasıyla yaşıyor. Akif’in ıstırabı, hüznü, gözyaşı, öfkesi, isyanı, hasreti, ideali onu yürekler

Peygamberimiz Ümmeti İçin En Çok Bundan Korkuyor

Efendimiz birgün ashabına bir soru sordu ve Peygamberimiz (s.a.s) ümmeti için en çok korktuğu şeyi şöyle anlattı...

Kimin Ümmetindensin?

Kimin ümmetindensin? Kimin ümmetisin? Her müslümanın bilmesi gereken temel dini bilgilerin başında gelen önemli bir konu olmakla birlikte Peygamberini tanımanın

Ümmetin Gençlerine Görev ve Hedef

Yeni hicri yılda ve yeni eğitim-öğretim dönemi başlangıcında ümmetin ve din tahsili yapan kızlı-erkekli gençlerin, “görev ve hedef” açısından kendilerini ciddi

Ümmet Yeni Fatihler Bekliyor!

Fatihler daima aranıyor. Çanakkaleʼnin, İstiklâl Harbiʼnin o yiğit, îmanlı erleri ve îmanlı kumandanları dâimâ aranıyor. Bu güzel bir arayış. Fakat bu arayışlar

İslam Ümmetinin Problemlerini Çözen İşler Yapın

Tunus Nahda Lideri Raşid el- Gannuşi, "Dünyanın en iyi teknolojilerini kullanarak, en iyi muhabirlerini yetiştirerek, en iyi medyasını kullanarak, İslam ümmetin

Peygamberimizin Ümmete Bıraktığı Görev

“Ümmet’in risâleti” ifadesi, Hz. Peygamber’in, elçilik görevinin tabii sonucu olarak “ümmete intikal eden tebliğ görevi” demektir. Konuya ait, Al-i İmran Suresi

Resulullah’ın Ümmetine Düşkünlüğü

En güzel vârislik, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine ve mahlukata olan sevgisine varis olmaktır. Kazandığımız güzellikleri, ihsanları ve muhabbeti insanoğluna a

Hayırlı Ümmet Olmanın İlk Şartı

Hayırlı bir ümmet olmanın ilk şartı her müslümanın emr-i bi’l-mâruf vazifesini tam manasıyla kavrayıp bir hayat prensibi haline getirmesidir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.