helal   (3716 içerik bulundu)

Hz. Ali’nin (r.a.) Helal Gıda Hassasiyeti

Bir Müslümanın helal gıda hassasiyeti nasıl olmalıdır? 

İslam’da Helal Haram Şeyler

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye geneli tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi yayınlandı. Bu haftanın Cuma hutbesinin konusu, “helâl-har

Yediğin Helal mi Yoksa Haram mı?

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur: “Size nasihatim, yediğiniz lokmaya dikkat etmenizdir. İnsanın, nereden gelirse gelsin, haram mı, helâl mi olduğunu düşünmeden

Helal Pazarının Yüzde 80'i Gayrimüslimlerin

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yaklaşık 4 trilyon dolarlık helal ürün pazarının yüzde 80'inin gayrimüslim ülke firmalarında olduğunu belirterek, "Helal ürünleri

Mü'minin Yiyeceği Helal Olmalı

Kul hakkı; adam öldürmek, alışverişteki hile, aldatma, işçinin ücretini vermemek ya da geciktirmek şeklinde olabilir. Bu tür kul hakkından tövbe edip kurtulabil

Dünya Helal Zirvesi İstanbul'da Başlıyor

Discover Events’in organizasyonunda İslam Ülkeleri Standardlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ve İslam Ticaret Geliştirme Merkezi (ICDT) iş birliğiyle düzenlene

Helal ve Haram Lokma

Kazanılan mal ve yenilen gıdaların helâl veya haram olması, insanın duygularına ve amellerine tesir ettiği gibi hayatının akışına da yön verir. Zira malda öyle

Helal Kazanç Hususunda Ebu Hanife Gibi Ol!

Bir Müslüman, İslamiyet'i söz ile temsil ettiği gibi hâl dili ile de temsil etmeli. Müslümanlığı hâl ile yaşamalı. Şüphesiz ki bunun önemli alâmetlerinden biris

Helal Gıda

Helâlinden kazanmak için çalışıp gayret etmek gerekmekle birlikte, ihtirâsa kapılarak helâl-haram sınırlarını çiğnemek, büyük bir gaflettir.

Helâl Kazancın Aynası

Zekâtlar, mülkün Allâh’a ait olduğu idrak ve şuurunun bir ifâdesidir. Mü’min, Allâh’ın verdiği nîmetleri îtinâ ile kullanmalıdır. Zira bir gün mutlaka ondan dol

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.