YOLCULUK   (1539 içerik bulundu)

İmam-ı Rabbani Hazretlerinin İbadet Hayatı

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri ibadetlere çok ehemmiyet verdiği gibi, talebelerine de çok ibadet etmelerini tavsiye ederdi.

Bir İnsanın İyi Olduğunu Nasıl Anlarız?

Yeni tanıştığımız veyahut hiç ikili bir münasebetimiz olmayan (vakit geçtirme, yolculuk) bir insan hakkında "İyi bir insandır." diyebilir miyiz? Peki bir insanı

Kadere, Hayır ve Şerrin Allâh’tan Olduğuna Îmân

Allâh’ın irâdesi, bütün oluşlarda mevcuddur. O’nun irâde ve kudretinin dâhil olmadığı hiçbir şey gerçekleşmez. Bir toz bile yerinden kalkamaz ve küçük bir sineğ

Çıkarırsan Nefsini Aradan Kalır Seni Yaratan

Hem Rabbi ile beraber olup hem de halka hizmet etmek gerçek manası ile kalbimizi Rabbimize ayırmakla mümkün olur. Bu sebeple insan hangi makam ve mevkide olursa

Kelime-i Tevhid ve Anlamı

Kelime-i tevhid nedir? Kelime-i tevhidin okunuşu, anlamı ve faziletleri nelerdir? Kelime-i tevhid ile ilgili hadisler...

Güzel Bir Ölüm İçin Canlı Bir Hayat Yaşıyoruz

GENÇ Dergisi’nin 135. sayısı çıktı! GENÇ’in kapağında bu ay AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu var. Ekim ayı itibariyle yenilenen GENÇ’in kapakları da taşıdığı ö

Ümmü Külsûm Binti Ukbe İbni Ebû Muayt (r.a.) Kimdir?

Ümmü Külsûm’un babası Ukbe, Peygamber Efendimiz’in can düşmanlarından biriydi. Annesi Ervâ Binti Küreyz ise Resûlullah Efendimiz’in halasının kızı, Hz. Osman’ın

Kabir Azabı Var mı?

Kabir azabı var mı? Kabir azabınının delilleri nelerdir? Kabir azabının sebepleri nelerdir? Kabir azabından kurtulmak için okunması gereken sure hangisidir? Kab

Arı Duru Bir Namaz İçin Yapmanız Gerekenler

Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerîflerinde; "Beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz öyle namaz kılınız."[4] buyurmuş; kıyam, kıraat, ruku ve sücûdun hududunu bildirm

Hz Mûsâ ve Hızır Aleyhisselam'ın Yolculuğu

Hz Mûsâ'yı Hızır -aleyhisselam'ı bulması için gönderen vak'a neydi? Hz Mûsâ, Hızır -aleyhisselam'ı bulmak için yola kiminle çıkmış? Hz Mûsâ ve Hızır -aleyhissel

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.