israf   (1428 içerik bulundu)

Rahmet Toplumu İnşasında Ailenin Rolü

Dün kendi evlâtlarıyla birlikte, başta ümmetin yetimleri olmak üzere insanlığın yetimleri olan köle çocuklarına el uzatan milletin yerini; bugün kendi evlâdını

Sultan Abdülaziz Nasıl Hal Edildi?

Şeyhülislamın hâl fetvası Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinde nasıl kullanıldı? Fetvanın düzmece gerekçeleri nelerdi? Hukuk tarihçisi Prof. Dr. Ekrem Buğ

Para Harcamadaki Ölçü Ne Olmalı?

Müslümanın para ile imtihanında, kazanırken ve harcarken dikkate alması zarûrî olan ölçüler nelerdir? Peygamberimizʼin ve sahâbe-i kirâmın hayatında nasıl bir d

Misafir Bize Neler Öğretir?

İslam dininde ve geleneklerimizde misafir ağırlamak çok önemli bir yer tutar. Misafir ağırlamanın külfet olarak görüldüğü günümüzde misafirle elindekileri payla

Müslüman Kadın Dindar mı Muhafazakâr mı?

Her hâlükârda toplum olarak geçirdiğimiz bu süreç, bizi daha çok dindarlaştırmış ve muhafazakâr bir yapıya mı dönüştürmüştür yoksa dinden daha uzak ve dünyaya d

Maneviyatı Güçlendirmek İçin Ne Yapmalıyız?

Cenâb-ı Hakk’ın sâlih kullarının asıl arzusu, bedenlerinin değil, ruhlarının ferahlığı ve selâmete ermesidir. Zira ebediyet yolculuğunda kişiye fayda sağlayacak

Cehennem'e Karşı Koruyan İbadet

Âdâbına riâyetle tutulan bir oruç, mü’min için nasıl ki âhirette Cehennem’e karşı koruyucu bir kalkan olacaksa, dünya hayatında da, kökü Cehennem’de bulunan har

Tüm Yılı Ramazan İkliminde Yaşamak

Sufiler Ramazan ayını tüm yıl boyunca hasretle beklerler. Çünkü bu mübarek ay, Sufilere hedefledikleri tüm idealleri kolayca gerçekleştirme fırsatı verir. Ramaz

Aileyi Besleyen Temel Değerler

Aile kavramının etimolojik manası, üzerinde duracağımız kavramların önemini ortaya koymaya yetecek bir etki alanına sahiptir. Aile sürekli ihtiyaç duyan demekti

Müslümanın Bayramı Nasıl Olmalıdır?

Hakîkî bayram, Ramazanʼdan ilâhî af şehâdetnâmesini alarak çıkabilen kimseyedir. Bu minvalde bir Müslümanın bayramı nasıl olmalıdır?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.