MİSAFİR   (1650 içerik bulundu)

Seyyid Taha El-hakkari Hazretlerinin Faziletleri

Seyyid Tâha’l-Hakkârî Hazretleri, talebelerinden kimseyi ihmâl etmez, herkesin hâlini hatırını sorardı. Kimin bir sıkıntısı varsa hemen gidermeye gayret ederdi.

Klavye Mücahidliği mi?

Rabbimiz, insanları samimiyet testlerinden geçirip imtihan ediyor; mü’minle kâfiri, mücâhid ile tembeli ayıracak, onlarca imtihandan geçiriyor. Elbette bu imtih

Çocuk Eğitiminde İhlas

Çocuk eğitiminde ihlâs, çocukların temiz ve saf yanlarını bozmadan, fıtratları gereği, doğru olanı destekleyerek, yaşayarak, örnek olarak geliştirilmelidir.

Yokluk Aynasında Esad Erbili Hazretleri

Aklı tanrılaştırarak kirlenmeye maruz kalmış mana yoksulu modern insanın, yokluk aynasında yapılanmaya, tamir, salah ve tecdid açısından ne kadar ihtiyacı var.

Dünyanın Gözlerini Kamaştıran Medeniyet

Osmanlı toplumunun yüksek ahlâkî meziyetleri, bütün dünyanın gözlerini kamaştırmış, muhtelif sebeplerle bizleri sevmeyen ve hattâ can düşmanımız olan Batılı sey

Ümidini Kaybetme!

Şikâyet etmeden, başa kakmadan ve gönüllü olarak yapılan iyilikler, ind-i ilâhîde de karşılıksız kalmayacaktır.

Başkasının Acısını Duymak

Hz. Peygamber, aynı acı ve sevinçleri paylaşma, başkalarıyla bütünleşme hususunda insanın, özellikle de kamil bir müslümanın nasıl olması gerektiğini şöyle ifad

Kıyamet Günü Terazide En Ağır Gelecek Haslet

Güzel ahlâk, Peygamberlerin, salihlerin sıfatı ve hâlidir. Ahlâk güzelliği ise insanı Allah’a yaklaştıran ve sayısız nimetlere ulaştıran bir kapıdır.

Hakka Vasıl Olmak İçin Ne Yapmalı?

Mevlânâ Hâlid Hazretleri, bir sene süren yolculuktan sonra Delhi’ye (Cihânâbâd’a) vardı. Yol için yanına aldığı bütün eşyâyı fakirlere infâk etti.

Cömertliğin En Yüksek Mertebesi

Öncelikle bir toplumun ileri gelenleri yoksula ve fakire sahip çıkmalı, şayet imkânları elvermiyorsa, o zaman başkalarından yardım istemelidir. Misafire ikram e

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.