öfke   (1538 içerik bulundu)

Kalp, Ruh ve Gönül İsrafı

İsrafın maddî yönünden ziyâde mânevî yönü; insanı bitirir, tüketir. İnsan mânevî hayatındaki israf deliklerini kapattığında; gemisi, mârifetullah ve muhabbetull

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Berat Kandili Mesajı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu gece idrak edeceğimiz rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı Şerifin habercisi olan “Berat Kandili” mün

Mâneviyatta Zirvelere Yolculuk

Câfer-i Sâdık (r.a.); şefkat, merhamet, hilim, sabır, affedicilik, cömertlik gibi ahlâkî hasletlerin zirvesindeydi. Cenâb-ı Hak’tan başka kimseden korkmazdı. Al

İman Etmekten Alıkoyan Hal

İslâm; hür veya köle, zenci veya beyaz, Arap veya Arap olmayan her insanın, Allâh’ın huzûrunda eşit olduğunu bildirmiştir. Tek üstünlük îman ve takvâdadır.

Muayyen Günlerinde Hanımlar Ne Yaşar?

Her 100 kadından 95’i, âdet döneminde bazı duygu, davranış ve fizikî değişiklikleri/belirtileri yaşarlar. Bunların % 40’ı bu belirtiler yüzünden günlük hayatta

Kur'ân-ı Kerîm ve Üç Aylar

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Kur'ân-ı Kerim ve üç aylardan bahsediyor...

Sağlıklı Bir Kalp İçin Sekiz Önemli Tavsiye

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, kalp sağlığı hakkında merak edilen soruları cevaplayarak, altın değerinde önerilerde bulundu.

Kızma Cennete Gir!

“Kızma, çünkü kızmak duyguları ve hareketleri bozar” buyurulmaktadır. Bir başka hadiste de“ Kızma, cennete gir!” buyurulmak suretiyle, kızgınlığın neye mâlolaca

Allah'ı Memnun Eden Kızgınlık

Kin ve öfkenin zararından kurtulabilmenin en iyi yolu baştan kızmamaktır. Sabredip öfkesini yenebilen kişinin mükâfatı nedir? Bu sorunun cevabını da aşağıdaki h

Nefsine Hakim Olmak Düşmanla Savaşmaktan Zor

Dinimizin övüp takdir ettiği yiğit, yarışta, güreşte rakîbini yenen kimse değil, kin ve öfkeyle dolduğu zaman  nefsini kötü bir söz ve davranıştan alıkoyabilend

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.