israf   (1428 içerik bulundu)

İnsanın Başına Dert Olan 'üç Belâ'

Cimrilik, israf ve ihtiras… İnsanın dünya ve âhireti için belâ olan, üç kötü huy!.. Ebedî saâdete kavuşabilmek için, bunların mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Mesnevi'ye Göre Peygamber Ahlakı

İnsanca yaşamanın yegâne şartı din ve ahlâktır. Îmân, hidâyet ve kulluğu yaşayabilmek için Cenâb-ı Hak tarafından beşeriyete takdim edilen zirve, misilsiz yükse

Misafire İkramın Edebi

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sünneti dediğimizde sadece sağ elle yemek yemesini, oturarak su içmesini örnek verir ve onu uygularız. Kendisine i

Misafir Ağırlamanın Fazileti

Misafirlere karşı olan davranışlarımız, dinimizin emri gereği elbette ki hürmetkâr ve zarif olmalı... Bu halimizi dışarıdan biriymiş gibi gözlemleyip tefekkür e

Televizyon Kültürel Değerleri Yozlaştırıyor

Bazı varlıklar, araç ve gereçler kullanılış şekline göre ya iyidir ya da kötüdür. Bazıları ise nasıl kullanılırsa kullanılsın yapılarında kötülük bulunduğundan

Çocuklara Manevi Eğitim Şart!

Dindar ve ahlaklı gençler yetiştirmek istiyor ve çocuğunuzun manevi eğitimine önem veriyorsanız bunları yapabilirsiniz.

Gençlere Yapılacak En Faziletli Hizmet

Genç nesle yapılacak hizmetin en faziletlisi ise; onları gerçek sevginin ve saygının kaynağı Âlemlerin Rabbi ve Kutlu Elçisi ile tanıştırmaktır. 

Mutlu Evliliğin Sırları

Birbirine yabancı iki kişi, Allah adına söz vererek; sevgi, samimiyet ve sadâkat esasına dayalı bir yuva kurarlar. Aile olurlar. Böylece artık birbirlerine en y

Dünyevi Aşktan İlahi Aşkın Zirvesine

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de “Kimin bir ölüye, yâni fânî bir varlığa sevdâsı varsa, o sevdâyı canlı ve diri varlığa kavuşmak için besler. Böylece fânî bir varlığı

Müslümanın Hayatında Lüksün Ölçüsü

Zamanımızın amansız hastalıklarından olan aşırı tüketim, oburluk, lüks ve gösteriş gibi israflar, örnek almamız gereken Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz ve ashâbını

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.