israf   (1428 içerik bulundu)

Günümüz Müslümanların Akıbeti Ne Olacak?

Âhiretin unutulduğu, dünyanın nefsânî ihtiraslarla kirlendiği, israfın arttığı ve tüketim çılgınlığının had safhada olduğu günümüzde, Allâhʼın lûtfettiği nîmet

Sevgide Ölçü Nedir? Sevgi Kime Verilir?

Cenâb-ı Hak, bu âlemi bizler için bir imtihan mekânı kılmıştır. Bu imtihanların belki de en ağırı, muhabbet nîmetini nasıl kullanacağımız husûsundadır.

Biz Bu Dünyaya Ahiret İçin Geldik

Secdeyle İslam dini kemale erer; cehaletten arınmakla, ahiretin farkına bu dünyada varılır. Secde, bize ahireti bu dünyada yaşatır.

Senenin Kalbi: Ramazan-ı Şerif

Bizler Ramazân-ı Şerîf’in, senenin âdeta kalbi mevkiinde olduğunu unutmamalıyız. Ramazan’da elde ettiğimiz kulluk kıvamından fire vermemeli; geçen Ramazan’ı gel

Müslümanların Dünyaya Bakışı Nasıl Olmalı?

Allah Teâlâ dünyayı boşu boşuna, boş bir gaye uğruna yaratmamıştır. İslâm bir hayat stilidir. Sabah uyanıp gece yatana kadar yaptığımız her amelde bir ruh vardı

Ramazan Reçetesi

Yıl içinde bütün mevsimleri ziyaret eden mübarek Ramazan Ayı’nı, bu sene de yaz mevsiminin başlangıcı olan uzun Haziran günlerinde misafir ediyoruz. Bu uzun Ram

İftar Sofralarımız Nasıl Olmalı?

Ramazân-ı Şerîf, ilâhî affın âdeta tuğyân ettiği bir arınma mevsimi… Sanki yoğunlaştırılmış mânevî bir tekâmül mektebi… Öyle ki; gönülleri zenginleştiren, kalpl

Alimin ve Zenginin Şükrü Böyle Olur!

Allah  teâlâ ve tekaddes hazretleri; bazı kullarını ilim yoluna sevk eder, zihinlerini açar, hâfızalarını kuvvetlendirir; bazılarına da fazlasıyla helâlinden se

Hz. İshâk’ın (as) Doğumu

İbrâhîm -aleyhisselâm-, Rabbine verdiği söze sadâkat gösterip oğlunu kurban etmeye râzı olduğu için Allâh Teâlâ, O’na -hayli ihtiyarlamış olmasına rağmen- mükâf

Müslümanca Yeme İçme

Yeme içme hususundaki âyet­lerin hülasası ile orada çizilen ana çerçeveyi açıklayan hadîs-i şerîfte, Rasûlullah şöyle buyuruyor: “Allah Teâlâ temizdir; sadece t

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.