öfke   (1538 içerik bulundu)

Fitneye Sebep Olmamak

Mümine yakışan fitneye sebep olmamak ve sabr etmektir. İslam ümmeti içerisinde nice örnekler olduğu gibi Efendimiz'in (s.a.v) güzide sahabilerinden sizler için

Safiye Binti Huyey (r.a.) Kimdir?

 Safiye binti Huyey (r.a.) esâretten sonra seâdeti elde eden bahtiyar annelerimizden... Allah ve Resûlünü kavmine tercih eden mücâhidelerden... Tokgözlü, cömert

İnternet Bağımlılığı Ruhsal Hastalıklar Listesine Girdi

Ruhsal hastalıkların sınıflandırmasında kullanılan DSM'nin daha ileri çalışmalar gerektiren ruhsal hastalıklar bölümüne, kişiyi yalnızlaştırarak depresyona soka

Bingöl'de Şehitlere Saygı ve Milli Birlik Yürüyüşü

Bingöl'de, "Şehitlere Saygı ve Milli Birlik Yürüyüşü"nde bir araya gelen binlerce vatandaş, terör örgütü PKK'nın saldırılarını lanetledi.

Peygamberimizin Ayakta Yaptığı Konuşma

Bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize ikindi namazını gün akşama iyice meyletmeden kıldırdı. Sonra ayağa kalkıp bir konuşma yaptı. Bu hitâbesind

Hevâ Nedir? Hevâ ve Heveslerin Tuzakları Nelerdir?

Heva nedir? Heva ve heveslerimiz bizleri nasıl ele geçirir? Bizler Allah (c.c) ve Resul'ünün (s.a.v) dediklerinden sapmadığımız sürece bunlara tam manasıyla bir

İmanda Tefekkür Derinliği

Kur’ân-ı Kerîm’de tefekkür ve tezekkürü hatırlatan pek çok âyet-i kerîme var.1 Bunlar içinde Âl-i İmrân sûresine bakıyoruz; şöyle buyruluyor: “Göklerin ve yerin

Zeynep Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Hazret-i Zeynep (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in ilk kızı ve ikinci çocuğu... Kızlarının en büyüğü... Çocuk yaşta İslâm’la şereflenen ilk genç kız... İslâm’ın ve

Ümmü Gülsüm Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Ümmü Gülsüm (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in üçüncü kızı... Mekke müşriklerinin şiddetli ambargoları altında büyüyen çilekeş bir genç... Annesi ve iki ablasının

Mevlana Hazretlerinin Kıskançlık Kıssası

Hasetçi, hased ettiği kimseye karşı, kin, hâinlik, intikam, hîle, ayıplama ve kötüleme gibi aşağılık hisler içinde çırpınır durur. Fânî ömrünü hülyâlar ve kurun

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.