MİSAFİR   (1650 içerik bulundu)

Kim İlim Öğrenmek İçin Yola Çıkarsa 'cennet Yolcusu'

İlim öğrenmek ve öğretmek Allah Teâlâ’yı memnun eden değerli bir meşgaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa, Allah Teâlâ ona

Allâh’ın Sizi Affetmesini İstemez Misiniz?

Peygamber Efendimiz (s.a.v)in nasıl ibadet ederdi? İbadette bir sınırı var mıydı? Sahabilere ibadet hakkında verdiği nasihat ile sahabilerin cennet arzusu, Efen

Derde Derman Bakışlar

“Bakmak, göz atmak” mânâlarına gelen “nazar” kelimesini duyduğumuzda, genelde ilk akla gelen yönü, “göz değmesi” olur ve halk tarafından “zararlı” kabul edilir.

Bir Nasihat Binbir İbret!

Nasıl ki bir arı, peteğini doldurmak için bin çiçeği gezerse, bizler de bir bal arısı misâli, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ve Hak dostl

Tarikatta Silsile-i Şerîfin Oluşumu

Hak dostu mürşid-i kâmiller, mânevî terbiye, kalp tasfiyesi ve nefs tezkiyesi hususundaki nebevî vazifeyi devam ettiren peygamber vârisleridir. Onların en büyük

Aile Bireylerinin Birbiri Üzerindeki Hakları

 Aile içinde babanın, annenin ve çocukların birbirleri üzerinde hakları vardır. Peki bu haklar nelerdir?

Eshab-ı Kehf Kışın Ayrı Güzel

Kahramanmaraş'taki Eshab-ı Kehf Külliyesi, kültürel ve manevi mirasının yanında karlar altındaki tabloları aratmayan görüntüsüyle de ziyaretçilerini bekliyor.

Osmanlı’da Vakıflar ve Vakıf Medeniyeti

Erkam Radyo'da İstanbul'un Sırları adıyla program yapan İstanbul Seyyahı Fahri Sarrafoğlu Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi ile Osmanlı’da Vakıflar ve Vakıf

İnsana Dair Kaybedilenler

Kaybettiklerim içinde en çok özlediğim çocukluğumdan bir kapı aralığı…

Kemaleddin Hocaefendi'nin Manevi Eğitim Yolculuğu

Kemaleddin Altıntaş Hocaefendi ile Altınoluk Dergisinde yapılan röportajın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.  Kemaleddin Hocaefendi manevi eğitim yolculuğu

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.