YOLCULUK   (1539 içerik bulundu)

Hiçbir Şeyin Fayda Vermeyeceği O Gün

"Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o gün"de senden altın ve gümüş isteneceğini sanma!.. O gün, tek geçer akçe, Allâh’ın huzuruna takdim edilen, selîm (arınmış) bir

Cemaatine Kavuşmak İçin Yola Düşen Cami

Sevdiği için yollara düşen âşığı, şeyhini bulmak için yollara düşen dervişi ve ilim için yollara düşen müridi duymuştuk lakin cemaatine ulaşmak için yollara düş

Bayramda Memleketine Giden Seferi Sayılır mı?

Kurban bayramını memleketinde eş-dost ve akrabalarıyla birlikte kutlayan kişiler seferi sayılır mı? Bu durumdaki kişilerin kurban kesmesi gerekir mi?

Kurbanla Alakalı Sorularınızın Cevapları

Kurbanla ilgili sorularınızın cevaplarına sayfada yer alan başlıkların üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Tekrarı Olmayan Tek İmtihan

Ömür, sınırlı bir imtihan müddetidir. Bir sefere mahsus verilen ve tekrarı olmayan bir mühletten ibârettir. Zira dünyaya tekrar gelme imkânı olsaydı, ilâhî imti

Hacıların Özel Yolculuğu

Kutsal topraklarda hacı adaylarının ziyaret edebilecekleri birçok mekan bulunuyor. Bunlardan bazıları hac ibadetinin yerine getirilmesi için zorunluluk teşkil e

Rasûlullah'ın Sofrasından Eksik Olmayan Besinler

Hz. Muhammed (sav) İslam dinini tebliğ ederken yeni bir toplumun mühendisliğini de üstlenmişti. Cahiliye toplumunun hayatını İslam ile yeniden şekillendiren Efe

Ekmeğini Yarım Asırdır Tuzdan Çıkarıyor

Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesinde bulunan Tuzla Gölü'nden ekmeğini kazanan Seyfi Turan, yarım asırdır geleneksel yöntemlerle çıkardığı tuzu satarak geçimini sağlı

Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri'nden İbretlik Kıssa

Keşif ve kerâmet gibi müstesnâ hâller, bâzı kullara, kimi zaman ilâhî bir lûtuf, kimi zamansa ilâhî bir imtihan olarak verilen, fakat aşılması gereken merhalele

Ümmü Halid (r.anha) Kimdir?

 Ümmü Halid radıyallahu anha, inancını yaşamak için Mekke müşriklerine karşı mücadele veren ve sonunda Habeş diyarına hicret eden Müslüman bir ailede doğup büyü

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.