HEDİYE   (1851 içerik bulundu)

Peygamber Efendimiz'in Her Hâli Bizim İçin Örnektir

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin her hâlinin bizim için bir örnek olduğunu anlatıyor...

Hakk’a Yolculuk Nasıl Olmalı?

Takvâ ile müzeyyen olmuş bir gönülle sefere çıkmak, eşsiz bir ilâhi sanat harikası olan şu kâinât müzesini bediî zevklerle seyretmenin, diğer bir ifâdeyle kâinâ

Tükenmeyen Hüznümüz: kudüs ve Mescid-i Aksâ

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bugün Türkiye geneli tüm camilerde okunacak Cuma hutbesinin konusu, "Tükenmeyen Hüznümüz: Kudüs ve Mescid-i A

Özür Dilemek Büyük Adamlıktır

Haksız yere birine ağır bir söz söyleme ya da ceza verme durumu söz konusu olmuş ise de âmirelere ve büyüklere yakışan edeb, özür dileyebilmeleri ve helâllik is

Hâce Musa Topbaş'dan (k.s.) Nasihatler

Tasavvufun en mühim gâyelerinden biri, kulun enâniyetini bertaraf ederek ona hiçliğini idrâk ettirmektir. Bir kul, merhameti ve ahlâkı nisbetinde Rabbine yakınd

İhmale Gelmez Fazilet

Hizmet insanı, son nefese kadar hizmet düşünen adamdır. Böyle bir hizmet insanını istirahata almak, artık ölüme terk etmek gibidir. Belki hizmetin çeşidi ve şek

Hz. Sare'nin (r.a.) İffetini Koruyan Dua

Ken‘ân diyarından (Filistin) kıtlık nedeniyle eşi Hz. İbrahim (a.s.) ile Mısır’a giden güzelliği dillere destan Sâre validemizin iffet ve namusunu Firavun’dan k

İlham Veren Liderlerin Özellikleri

“Geliştiren ve Özgürleştiren Liderler”in ortak özelliklerinden biri de, işlerini etrafına emirler yağdırmak ya da peş peşe talimatlar yayınlamak suretiyle değil

Necip Fazıl Şiirinde O Yeri Anlatıyor

Büyük Doğu Mimarı Üstad Necip Fazıl Kısakürek, 1930'da yazdığı "Tabut" şiiri ile dünya hayatındaki "son yolculuğu" anlatıyor bizlere.

Komşuların Unuttuğu Sünnet

Ebû Hüreyre radıyallanu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey müslüman hanımlar! Hiç bir komşu hanım, bir ko

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.