MİSAFİR   (1650 içerik bulundu)

Asr-ı Saadette İslami Eğitim

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- okuma-yazmanın yaygınlaşması için gayret etti, bunun için her fırsatı değerlendirdi.

Sofrasında Bir Yetim Olmadan Hiç Yemek Yemedi

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in terbiyesinde yetişen ashâb-ı kirâm, O’nun cömertlik ve diğergâmlığından da büyük bir nasîb almışlardı. Bugü

Affede Affede Af Olun!

İnsan başkalarını çokça affetmeli ki Allah da onu affetsin. Nitekim hepimizin, gerek Allâh’a, gerekse kullarına karşı işlenmiş, affedilmeyi bekleyen pek çok hat

Dürre Binti Ebû Leheb (ra) Kimdir?

 Dürre binti Ebû Leheb radıyallahu anhâ babasının azılı düşmanlığına rağmen İslâm’ın nûruna koşan ilk hanımlardan... Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efend

Peygambere Komşu Olmak Böyle Olur

"Kim, Allah yolunda öldürülürse o şehîddir. Kim Allah yolunda ölürse o şehîddir. Kim taun hastalığından ölürse o şehîddir. Kim karın hastalığından ölürse o şehî

Mescid-i Nebevi'de İkram Bereketi

Hacılar kutsal topraklarda Peygamber Efendimizi ziyaretlerini sürdürüyor. Mekke-i Mükerreme’de hac farizasını yerine getiren Hicri 1437 yılının hacıları, Medine

Hz. Ebû Bekir'in (ra) Kısaca Hayâtı

Dr. Murat Kaya, Hz. Ebû Bekir'den 111 Hayat Ölçüsü kitabında bilinmeyen yönleriyle Hz. Ebû Bekir'in (ra) hayâtını anlatıyor.

Osmanlı'yı 623 Yıl Ayakta Tutan Değerler

Günümüz toplumlarının ahlâken büyük bir gerileme yaşadığı zamanımızda, ecdâdımızın altı asır boyunca huzurlu bir toplum hayatı yaşamasını temin eden ahlâkî fazî

735’inci Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri Başladı

Her yıl Eylül ayının ikinci haftasında kutlanan “Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri” Söğüt’te başladı.

Bayrama Buruk Hazırlanıyorlar

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, dini bayramları vatanlarından uzakta geçirmenin burukluğunu Türk halkının desteğiyle unutmaya

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.