edep   (1527 içerik bulundu)

İslâm'ı Şiddet Dini Olarak Göstermeye Çalışıyorlar!

Günümüzde; global dünya, vicdanları kirletmeye devam ediyor. İhtirasları körüklüyor. Dünyada kan dökülen beldelere bakıldığında görülüyor ki, perde arkasında; p

Erkeğin ve Kadının Âiledeki Sorumlulukları Nelerdir?

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, bu haftaki sohbetinde âilede erkeğin ve kadının sorumluluklarından bahsediyor.

"Dert" Kelimesi Dergimizin Diğer Adıdır

'Türkiye'nin Ebedî Gençlik Dergisi' GENÇ, 2006 yılında aylık olarak yayın hayatına başladı. Mehmet Lütfi Arslan’ın öncülüğünde "ebedi gençliği" bulmak

Hâlid-i Bağdadî'nin Kardeşine Yazdığı Mektuptan Bir Bölüm

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Altınoluk Dergisi'nin Şubat sayısında Bâyezîd-i Bistamî -rahmetullahi aleyh-'in hikmetli sözlerinden birkaçını şerh etti.

Mahmûd Sami Ramazanoğlu'nun Hayatı Bu Kitapta!

İnci dânesi gibi kıymetli bir kitap... Bir Sâdık dostun gönlüne düşmüş ki; 0 Arifler Sultanı'nın hayâtından ibret damlalarını kaleme almalı. Onun yaşayış tarzın

Tren Yolunu Sünnete Göre Yaptıran Sultan; Iı. Abdülhamit Hân

Ecdâdımızın Peygamber Efendimiz’e olan hürmetinin sayısız misâllerinden biri Sultan II. Abdülhamit’in İstanbul-Medine tren yolunu yaptırırken, gösterdiği örnek

Fenâ Fi'r-resûl Ne Demek?

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in muhabbet deryasına gark olmak, O’nda yok olmak... Bu hâlin alâmeti, Kur’ân ve sünnet modelini hayatın her  safhasına 

Madde ve Mânâ Sultanları

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, bu ay Genç Dergisi'nde yayımlanan makalesinde, kendisine yöneltilen "Efendim; Osmanlı pâdişahlarından özellikle üzerinde durduğunu

Peygambere Hakaret ve Modern Ebû Cehillere Karşı...

Fahr-i Kâinât Efendimizʼi Hazret-i EbûBekir de gördü Ebû Cehil de. Fakat göz, gönle bir gözlük mesâbesindedir ve asıl gören; gönüldür.

İslâmofobi Karşısında Müslümanlar Ne Yapmalıdır?

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi İslâmofobi'ye karşı ümmet-i Muhammed olarak bizlere düşen görevi açıklıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.