Bu cehâleti bertaraf etmek için gerçek ilim ve gerçek tahsil lâzımdır. Cehaletin en büyük düşmanı bu gerçek ilmi araştırıp bulmak ve almaktır. Peki bu gerçek il
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, gözümüzün, kulağımızın, ağzımızın, kalbimizin şükrü nasıl yapacağımızı anlatıyor.
Fani: Ölümlü olan, gelip geçici olan, tükenen, sonlu. Çok yaşlı, ihtiyar anlamlarına gelmektedir.
Havadaki oksijen ciğerlerimize nasıl dolar? Koştuğumuzda ya da ateşlendiğimizde hızlanan, istirahatte yavaşlayan bir solunumun hızı neye göre ayarlanır? Bize ço
Her insanın içine zaman zaman birtakım zuhurat, tuluat, sunuhat ve ilhamlar gelebilir. Fakat bunların Rahmânî mi şeytânî mi olduğu, ancak şer’î kıstaslarla orta
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sahâbîlerinden Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhumâ-’ya ve onun şahsında kıyamete kadar gelecek bütün ümmet
İnsanı, doğru yola da yanlış yola da götüren, ekseriyetle, beraberinde bulunup ülfet ettiği arkadaşlarıdır. Peki Arkadaş seçimi nasıl olmalı? Arkadaş seçerken n
Ne yapmalı ki, ilâhî muhabbete basamak olacak bir âile hayatı kurabilmeli? Nelere dikkat etmeli ki, evlerimiz birer huzur ve saâdet cenneti olabilsin? Nasıl yaş
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin, tasavvuf yolundaki tesiri ve nüfûzu çok büyüktür. Öyle ki, Nakşîlik yolu, kendisinden sonra âdeta Hâlidîlik olmuş ve bu
Fahşâ: Akıl ve mantığın kabul edemeyeceği söz ve iş. Meşrû olmayan şehvânî hâller, fuhuş, zinâ anlamlarına gelmektedir.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.