HEDİYE   (1851 içerik bulundu)

Huzur ve Manevi Neşe Veren İbadet

Sohbet eden kişi, görüştüğü kardeşleriyle ilgilenmeli, onların karakter ve ahlâkını çok iyi bilmelidir ki, onların rûhuna tesir edecek, onlara huzur ve mânevî n

Câbir İbni Abdullah (r.a.) Kimdir?

Hicretten 16 yıl önce Medine’de doğdu. Babası Uhud Gazvesi’nde ilk şehid düşen sahâbî Abdullah İbni Amr İbni Harâm’dır. Babası hayatta iken 9 kız kardeşine bakm

Hasan İbni Sâbit (r.a.) Kimdir?

 Hasan İbni Sâbit radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin şâiri olarak tanınan bir sahâbî... Şiirleriyle İslâm'ı müdafaa eden, müşrikl

Atık Pili Getir Sinema Biletini Al

Bornova Belediyesi'nin Ege Üniversitesi öğrencileri işbirliği ile gerçekleştirilen 'Piller Kutuya Çocuklar Sinemaya' kampanyası kapsamında, atık pil toplayan ço

Mutsuzluk Sendromu Nedir?

Mutsuzluk sendromu nedir? Mutsuzluk sendromunun sebepleri ve etkileri nelerdir? Aslında mutlu olmak için birçok sebebimiz var ama biz bunlardan bi haber miyiz?

Boş Giden Boş Döner

Meşhûr menkıbelere göre Yûnus Emre, çok fakir bir kimse olup geçimini çiftçilik yaparak temin etmekteydi.

Kâ'b İbni Zübeyr (r.a.) Kimdir?

Kâ'b İbni Züheyr radıyallahu anh Rasûllullah sallahu aleyhi ve sellem Efendimizin şâirlerinden... Yazıp huzurda okuduğu kasîdenin mükâfatı olarak Efendimizin hı

Allah'a Nasıl Dost Olunur?

Bir mümin için en büyük dostluk Allah'a (cc) duyulan muhabbettir. Namazlar da O'nun ile konuşmak, içini dökmek ve O'na hamd etmektir. Sevgisinden duyulan hamd k

Rebîa İbni Ka'b'ın (ra) Hayatı

 Rebîa İbni Ka'b radıyallahu anh bir hizmet eri... Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemi ilk görüşünde ona derûnî bir sevgiyle kendini teslim eden bir sahâbî..

Osmanlı Pâdişâhlarının Peygamber Muhabbeti

Osmanlı Devleti, pâdişâhından çobanına kadar bütün halkının Peygamber muhabbetiyle temâyüz ettiği bir devletti. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.