YUNUS   (1930 içerik bulundu)

Af (afv) Ne Demekdir?

Sözlükte "bir şeyi yok etmek, izini gidermek, silip süpürmek; fazlalık, artık" gibi anlamlara gelen afv, bir ahlâk ve hukuk terimi olarak genellikle, "kötülük v

Akıl ve Kalp Neden Ölür?

Fikir ve gönül adamı allame Muhammed İkbal son derece veciz ve yalın bir şekilde ancak ciltlerle ifade edilebilecek bir tesbitte bulunuyor: “Aklın ölümü fikirsi

Mevlana Celaleddin-i Rumi Paneli Düzenlendi

Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı'nın düzenlediği Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî Paneli 16 Aralık’ta Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Paris'te İslam Hat Sanatı Sergisi Açıldı

Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin katkılarıyla MÜSİAD Paris Şubesi, Kumbaracı 4 Sanat Galerisi ve THY iş birliğinde hazırlanan "İkra" adlı sergi izleni

Hak Dostlarının Kalplerde İz Bırakmasının Sırrı

Rabbimiz velî kullarına, ihlâs ve samimiyetlerine mukâbil, gönüllerde tasarruf salâhiyeti ihsân eylemiştir.

Geçen Yedi Asra Rağmen Eskimeyen Şiirler

Aradan geçen yedi yüzyıla rağmen eskimemiş ve Anadolu’nun her bucağı, ona sahip çıkma temâyülü ile kendisine on iki yerde kabir ve makam isnâd etmiş bulunan All

İnsanlığı Kurtaracak 'can Simidi'

Yunus Emre Hazretlerinin bütün mahlukatı kucaklayan beyanı, dünyanın neresinde olursa olsun -zalim veya mazlum- bütün insanlığı dünya ve ahiret planında kurtara

Müslümanın Güzelliği 'kalp Kırmama Hassasiyeti'

Müslümanlar arasında sufiler kalb kırmama hususundaki hassasiyetleri ile bilinirler. Zira kalb Allah’ın evi O’nun tecelli ettiği manevi saraydır. Bu sebeple kal

Hizmet Ederken Dikkat Edilecek Dokuz Husus

Cenâb-ı Hak, sâlih müminler hakkında âyet-i kerîmede: “…Onlar hayırda birbirleriyle yarışırlar.” (Âl-i İmrân, 114) buyurmaktadır. Sâlih müminlerin, bu hayır yar

"kendini Bilmek" İstiyorsan Bu Soruları Cevapla!

İnsanlar bilgiye ihtiyaç duyma hususunda diğer mahlûkattan bariz bir şekilde farklıdır. Diğer varlıkların ilme ihtiyacı yoktur. Kedilerin yahut kuşların bizim a

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.