HİCRET   (2181 içerik bulundu)

Gençler Mehmetçiğe Dua Etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde Türkiye Diyanet Vakfı’nın “Yurtiçi Akademi Programları” kapsamında ‘2018 Sömestr

Mevlânâ Halid-i Bağdadi Hazretlerinin Faziletleri

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri devamlı Cenâb-ı Hakk’a ilticâ ve tazarrû hâlinde bulunurdu. Sıkıntı ve meşakkatlere tahammül gösterirdi.

Name-i Saadet

Name-i Saadet nedir, neye denir? 

Hakkın ve Haklının Yanında Olmak

Diyanet İşleri'nin 12 Ocak 2018 tarihli hutbesinde Hak ve batıl kavramları ele alınarak müslümanın bu konuda ki duruşuna değiniliyor. İslam'da Hakkın yanında ba

Başkasının Acısını Duymak

Hz. Peygamber, aynı acı ve sevinçleri paylaşma, başkalarıyla bütünleşme hususunda insanın, özellikle de kamil bir müslümanın nasıl olması gerektiğini şöyle ifad

Tasavvufu Şeri Çizgilere Oturttu

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin, tasavvuf yolundaki tesiri ve nüfûzu çok büyüktür. Öyle ki, Nakşîlik yolu, kendisinden sonra âdeta Hâlidîlik olmuş ve bu

Müslüman Şahsiyetin Vazgeçilmez Vasfı

İslâm’ın inşâ etmek istediği müslüman şahsiyetinin vazgeçilmez bir vasfını oluşturmaktadır ve aynı zamanda İslami şahsiyetin kırmızı çizgisidir. Onun kaybedilme

Sakın Bu Tuzağa Düşmeyin!

Amellerini gözünde büyüterek onları ebedî kurtuluşu için kâfî görmek, nefsin tuzaklarından birine düşmek demektir. Siz siz olun bu tuzaklara dikkat edin.

Ümmet Coğrafyasında Acı ve Ümit

Acılar kasıp kavuruyor ümmet coğrafyasını, bu doğru. Bazen Bosna’da yanıyoruz, bazen Arakan’da... Doğu Türkistan’da, Filistin’de hep yanıyoruz, Çeçenistan’da he

'müminlerin Annesi' Ümmü Habibe (r.a.) Kimdir?

Peygamber Efendimiz’in hanımlarından olduğu için “ümmü’l-mü’minîn” (mü’minlerin annesi) lakabıyla anılan bu validemizin künyesi Ümmü Habîbe, adı da Remle’dir. E

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.