hz. muhammed   (1826 içerik bulundu)

Hacılar Medine-i Münevvere'de

Kutsal topraklarda hac farizalarını tamamlayan hacıların bir kısmı memleketlerine dönmeye başlarken, ilk olarak Mekke'ye gelenler ise Medine'ye geçerek Sevgili

Arafat "mahşerin Provası"

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurdular: “–Hac Arafat’tır. Kim Müzdelife gecesi sabah namazından önce Arafat’a gelirse o hacca yetişmiş olur. Min

Hacıların Özel Yolculuğu

Kutsal topraklarda hacı adaylarının ziyaret edebilecekleri birçok mekan bulunuyor. Bunlardan bazıları hac ibadetinin yerine getirilmesi için zorunluluk teşkil e

Hacılar Mekke'deki Müzelere Yoğun İlgi Gösterdi

Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde, Hazreti Muhammed'in hayatının 3D simülasyon ve animasyonlarla anlatıldığı Peygamber Müzesi ile Kabe'ye ait kutsal emanetlerin

Milyonlarca Hacı Adayı Arafat Yolunda

Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Daire Başkanı Dr. Fatih Kurt, Arafat'ın hacı adayları için hazır hale getirildiğini söyledi.

Haftanın Hutbesi: Sırât-ı Müstakim

Bugün, Türkiye genelinde bütün camilerden ortak Cuma hutbesi okunacak. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yayınladığı hutbenin bu haftaki konusu

Salâ Nedir? Osmanlı'da Salâ Verme Geleneği Nasıldı?

Salâ, yurdumuzun birçok şehrinde Pazartesi ve Perşembe geceleri okunuyor. Hatta bazı yerlerde her vakit... Salâ, mahiyeti unutulmuş çok incelikli bir gelenek...

Yetimlerle İlgili Hadîs-i Şerîfler

Kendisi de yetim olan Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yetimler üzerine büyük bir şefkatle titrerdi. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de yetimin muhâfazasına dâir

El Öpmenin İslam'da Yeri Var mıdır?

Bayram yaklaşıyor ve birçoğumuzun aklına bayram denildiğinde ilk gelen şey ‘el öpmek’ oluyor. Peki, el öpmenin İslam’da yeri var mı?

İyi veya Kötü Çığır Açanların Mesûliyeti

Mü’minler güçlerinin yettiği kadarı ile ve ellerinden geldiğince iyi bir aile yuvası kurmaya çalışırlar. Bu yönde gerekli olan dinî-ahlâkî hassasiyetleri göster

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.