GAFİL   (2010 içerik bulundu)

Hevâ Nedir? Hevâ ve Heveslerin Tuzakları Nelerdir?

Heva nedir? Heva ve heveslerimiz bizleri nasıl ele geçirir? Bizler Allah (c.c) ve Resul'ünün (s.a.v) dediklerinden sapmadığımız sürece bunlara tam manasıyla bir

En Büyük Ahmaklık

Fânî dünya metâını elde etmek için ebedî saâdet mekânı olan âhireti satmak, ne hazin bir aldanış ve ne fecî bir ahmaklıktır.

Allah'ın Rızası 'halka Hizmet'ten Geçer

Yüzakı Dergisi, Aralık sayısında "Yalnızca Hak Rızâsı İçin Halka Hizmet" kapak konusuyla çıktı.

Mevlana Hazretlerinin Kıskançlık Kıssası

Hasetçi, hased ettiği kimseye karşı, kin, hâinlik, intikam, hîle, ayıplama ve kötüleme gibi aşağılık hisler içinde çırpınır durur. Fânî ömrünü hülyâlar ve kurun

Allah'ın (cc) Rahmetinden Ümit Kesmeyin

Allah (cc) son ana dek tövbe kapısını açık bırakarak kullarına rahmet etmiş ve onlara af kapısı açmıştır. Bizler insan olamamız hasebiyle elbette hata yapar ve

İfrat ve Tefrit Nedir? İfratın Zararları Nelerdir?

İfrat ve tefrit kavramlarının her ikisi de kötüdür. Dinimiz orta yolda olmayı tavsiye emretmiştir. Kuran ve sünnette bu ifrat ve tefrit yasaklanmış ve dengeli o

Allah Dostlarının Seher Disiplini

 Yüce Rabbimiz peygamber ve velîlerini insanlığın mutluluğu için göndermiştir. Kıyamete kadar da yeryüzünde velî kullarını, dostlarını eksik etmeyecektir.

Zikirden Maksat Nedir?

Dünyevî meşgaleler esnâsında dahî gönlü Allâh’a verebilmek, halk içindeyken bile kalben Hak’la beraber olabilmek, her mü’minin gönül ufkunda bulunması gereken u

Asıl İlmin Muhtevâsı

Niçin dünyaya geldik? Bir müddet sonra niçin dünyayı terk edeceğiz? Kabir ve sonrasında neler yaşayacağız? Bu hususlarda nesiller ekseriyetle câhil yetiştiriliy

Allah'ın Sevdiği ve Razı Olduğu Kullar

Cenâb-ı Hak, sevdiği ve râzı olduğu müttakî kullarından bahsederken, onların günahlarından hemen tevbe ettiklerini ve günahta aslâ ısrar etmediklerini şöyle hab

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.