Nefİs   (2285 içerik bulundu)

İmanın Şahitleri

Bir mü’min, Cenâb-ı Hakk’ın korkusuyla büyük günah işlemezse ona çok sevâb yazılır. Niyeti hâlis olmak lâzımdır. Hakk Teâlâ hazretleri: “Kim (Allâh’a) bir iyili

İlk Türkçe Kur'ân Tefsiri 'hak Dini Kur’an Dili'

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın kaleme aldığı Kur’an tefsiri 'Hak Dini Kur'ân Dili' yazılan ilk Türkçe Kur'ân tefsiridir.

Aklın 'bilme-bulma-anlama' Gücü

Büyük İslâm âlimi, tarihçi ve sosyolog İbn-i Haldun "Akıl sağlam bir terâzidir. Ama onunla Allâh’a ve âhirete âit meseleleri, peygamberlik hakîkatlerini, akıl ö

Yahudiler Lanetli midir?

Yahudiler lanetli midir? Yahudiler neden dolayı lanetlenmiştir? Tüm Yahudiler için geçerli midir? Yahudilerin lanetlendiği ayet hangisidir? Ayetin anlamı ve tef

Mes’ul Olunmayan Kader

Bazı durumlar vardır ki bunlar kendi arzu ve isteğimizin dışında gerçekleşir ki, tamamen kader ve kazânın tecellîsinden ibarettir. Bunun aksine hareket aslâ müm

Allah’ın Rahmetinden Yararlanmanın Yolu

Ahmed İbni Hanbel’in “Şamlıların en sağlam rivayetidir” dediği bu hadîs-i kudsî, Cenâb-ı Hak ile kullarının durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Hiçbir şekilde v

Müslümanın Evi Nasıl Olmalıdır?

Asrı Saadet'te “Müslüman evi” deyince sokaklara arı uğultusu gibi Kur'an seslerinin taştığı evler anlaşılırdı. Peki bugün bizim evlerimiz? Ümmeti olarak şerefle

Çıkarırsan Nefsini Aradan Kalır Seni Yaratan

Hem Rabbi ile beraber olup hem de halka hizmet etmek gerçek manası ile kalbimizi Rabbimize ayırmakla mümkün olur. Bu sebeple insan hangi makam ve mevkide olursa

İşgale Karşı Verilen Tuhaf Fetva

İngilizlerin, Hindistan’ı işgal etmesi karşısında ortaya çıkan iki farklı duruş; Sufiler ve Ulema...

Müslümanlar ile Yahudiler büyük bir savaş yapmadan kıyamet kopmaz

Darulhadis Derneği kurucularından Doç. Dr. Selahattin Yıldırım Hoca, hadisi-i şerifler ışığında Yahudilerin Müslümanlar ile verecekleri büyük savaşın sonunda ma

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.