Nefİs   (2285 içerik bulundu)

Nefse En Ağır Gelen Şey

Nefse en ağır gelen şey “secde” etmektir. Şeytan da “secde” emrine karşı çıktığı için ebediyyen lânetlenmiştir. Nefisle mücâhede, secdenin çoğaltılmasıyla mümkü

Cennete mi Yakınsın Cehenneme mi?

İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennet size, ayakkabınızın bağından daha yakındı

Anne Karnında ‘bebeğin Canlanması’

Bebeğin anne karnında canlanması nasıl oluyor? Bebeğin anne karnında başlayan hayat hikayesi ibret tablolarıyla dolu, mucizelerle örülü birçok işlemden geçiyor.

Egoist Nedir

Egoist: Bencil. Kendisinden başkasını düşünmeyen. Sadece kendi menfaatini gözeten kimse anlamlarına gelmektedir.

Hak Dostlarının Gözünden Tevekkül

Bir insan kendisine düşen vazifeleri hakkıyla yerine getirir, kul olarak elinden gelen tedbiri alır ve işinin sonunu Allâh’a havale ederse, Allah da o kuluna ih

Kur’ân Bize Ne Anlatıyor?

Bugün herkesten ve her şeyden çok Kur’ân’a muhtacız. Onun bizim hastalık ve yaralarımıza derman olacak merhemine muhtacız. Yolunu kaybeden aklımızı, hassasiyeti

Emsalsiz Örnek Şahsiyet

Peygamber Efendimiz, öyle bir şahsiyettir ki, O'nu kendilerine rehber edinip kendisine tabî olanların her biri göklerdeki yıldızlar gibi insanlığın mümtaz şahsi

İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Sultanlarla Münasebetleri

İmam-ı Rabbani Hazretlerinin sultanlarla münasebetleri...

Şefaat Nedir? Kimler Şefaat Edebilir?

Şefaat konusu, ilâhî adâlete ters düşmez. Nasıl ki dünya hayatında “referans” denilen bir kaide vardır. Yani yapıp ettiğimiz işlerimizde güvendiğimiz, sevdiğimi

Allah Nasıl Bir Genci Sever?

Gençlik, hayat ırmağının akacağı mecrâyı belirlemekte bir başlangıç teşkil etmek yönünden de çok mühimdir. Yani şahsiyetin ana vasıf ve istikâmet itibârıyla şek

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.