dünya hayatı   (2019 içerik bulundu)

Dinlerarası Etkileşimin Zararları

Müslümanlara yönelik İslâm ile yaşamak uyarısı ve çağrısı göstermektedir ki, öncekilerden etkilenme, onların yolunu takip etme gibi olumsuz gelişmeler olacaktır

İslam'da Ölçü Hassasiyeti

İslam ölçü dini. Ölçüyü Allah koyuyor ve onun korunmasını istiyor. Israrla “Ölçüyü aşmayın” diye tembih ediyor. (Rahman, 7-8) Eşya ile ilişkinizde de ölçüyü aşm

Dünya ve Ahiret Sevgisi

Lokman Hakîm’in şu nasihati çok mühimdir: “Evlâdım! Âhiretin uğruna dünyanı fedâ et, her ikisini de kazanırsın. Fakat sakın ola ki dünyan uğruna âhiretini fe

Zikri İhmâlin Mâzereti Yok!

Dünya hayâtında zikirden mahrum olarak geçirilen vakitler; yani Allâh’ı unutarak tüketilen nefesler, ömür takviminin ziyan olmuş yapraklarıdır.

Gençlere Yapılacak En Faziletli Hizmet

Genç nesle yapılacak hizmetin en faziletlisi ise; onları gerçek sevginin ve saygının kaynağı Âlemlerin Rabbi ve Kutlu Elçisi ile tanıştırmaktır. 

Zikirden Kopmayan Erler

Zikrin, en değerli dünya metâlarından ve saltanatından da kıymetli olduğunu lâyıkıyla idrâk eden kâmil bir mü’mini, hiçbir şey Allâh’ın zikrinden alıkoyamaz.

Zikir Halkalarının Fazileti

Zikir ehlini nîmet bilip onlarla ünsiyet etmek ve onların meclislerine devam edip zikir halkalarına iştirâk etmek, büyük bir saâdettir. Bunun aksine gâfillerin

Dünyevi Aşktan İlahi Aşkın Zirvesine

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de “Kimin bir ölüye, yâni fânî bir varlığa sevdâsı varsa, o sevdâyı canlı ve diri varlığa kavuşmak için besler. Böylece fânî bir varlığı

Hiçbir Şeyin Fayda Vermeyeceği O Gün

"Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o gün"de senden altın ve gümüş isteneceğini sanma!.. O gün, tek geçer akçe, Allâh’ın huzuruna takdim edilen, selîm (arınmış) bir

Taksimatın Böylesi

İngiliz araştırma şirketi Oxfam tarafından yayınlanan bir rapor dünyadaki gelir dağılımındaki adaletsizliği bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Buna göre d

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.