nasihat   (1882 içerik bulundu)

Kaba ve Katı Yüreklilerin Etrafında Kimse Kalmaz

Cenâb-ı Hak, kullarının güzel, sağlam, dürüst, açık, beliğ, tesirli, tatlı, gönül alıcı ve yumuşak söz söylemelerini arzu buyurmaktadır. 

İsra Suresinin 11. Ayeti

“Ona verilen bana da verilmiş olsa idi...” gibi vesveseler, ilâhî taksîme karşı bir hoşnutsuzluk ve ilâhî takdîre bir nevî râzı olmamaktır. İnsan bilmez ki, bel

Gerçek Fakirleri Nasıl Buluruz?

Sadakayı, ona en lâyık olana vermeye çalışmak, mühim bir infak âdâbıdır. Yani işin kolayına kaçıp rastgele vermek değil; “Onlar ki zekât vermek için faâliyet gö

"ölümü Çokça Hatırlayınız"

Hepimiz, ilâhî imtihan diyârı olan bu cihan mektebinin talebeleriyiz. Kulluk tahsilimiz, ecel tasdiknâmesiyle son bulacak, amellerimizle toprağın sînesine gömül

Yüzakı’ndan Gül Gibi Bir Sayı

Yüzakı Dergisi Kasım [2014] sayısında, Doğu - Batı sentezi yaparak, İslam’ın güzelliklerine dikkat çekiyor. "Batı, zehirli bir kaktüs gibi istîlâ etti dünyayı.

Ölümü Unutmaya Çalışmak En Büyük Ahmaklıktır

Ölümden kaçarak beyhûde yorulan, ölümü kendinden uzak görerek kendini kandıran gâfillerin aksine, nebevî terbiye ile yetişen ashâb-ı kirâm ve onların izinden yü

Eğer Kalbin Yumuşasın İstiyorsan...

Cenâb-ı Hak, insanı kâinatın en şerefli varlığı kılmış, yarattığı her şeyi de ona emânet etmiştir. Kendisine lütfedilen büyük bir salâhiyetle yaşayan insanın, H

Nebevî Terbiyede Usûl: Sohbetler

Seyr u sülûkte tatbik edilegelen umûmî ve husûsî pek çok terbiye usûlü vardır. Bu usûllerden biri de "sohbet"lerdir. Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin "sohbet" h

Zâlim ve Fâsıklardan Uzaklaşmak

Bir mü’min için Hak dostları ve sâlihlerle beraber ve hemhâl olabilmek, tâlihlerin en büyüklerindendir. Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, sâlihlerle ülfeti

Diyetler ve Egzersizler Zayıflamak İçin Yeterli mi?

Avustralyalı bilim insanlarının araştırması, yavaş ve istikrarlı kilo verenlerin de hızlı zayıflayanlar gibi ilerde kaybettikleri kiloları aynı şekilde geri ala

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.