HİCRET   (2181 içerik bulundu)

Din Kardeşliği Nedir?

İslam'da din kardeşliğinin önemi nedir? Din kardeşi olmak kolaydır fakat gereklilikleri ve üzerimize düşen görevler ağırdır. Bu bağlamda genel çerçeveleriyle "D

Tasavvufî Terbiyede Seyr-u Sülûk

Tasavvuf, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e vâris olmuş gerçek mürebbîler elinde; nebevî terbiye metodlarıyla, nefsin tezkiye, kalbin tasfiye

Sehl Bin Huneyf (r.a.) Kimdir?

Sehl Bin Huneyf radıyallahu anh hicretten önce ikinci Akabe biatında İslâm'la şereflenen Evs kabilesine mensup Medine'li müslümanlardan... Bedir Gazvesine iştir

Günlük Tövbe ve İstiğfar

İstiğfârın belli bir sayısı yoktur. Hadislerde Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in günde yetmişten fazla tövbe ve istiğfâr ettiği rivayet edilmiştir.  

Amellerde Niyet ve İhlâs

Hayırlı bir amel işleyeceğimiz vakit nelere dikkat etmeliyiz? Çünkü yapılan her amel güzel bir niyet ve ihlas ile yapılmazsa Allah muhafaza heba olması gibi bir

Hafsa Binti Ömer (r.a.) Kimdir?

Hafsa Binti Ömer (r.a.) kimdir? Mü’minlerin annesi olma şerefini elde eden bahtiyarlardan Hafsa Binti Ömer’in (r.a.) hayatı.

Avf Bin Mâlik (r.a.) Kimdir?

Avf Bin Mâlik radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’le hicretin altıncı yılında buluşmuş bir bahtiyardır.

Neden Hep Müslümanlar Zulüm Altında?

Geçen günlerde bir dersimizde, Peygamber Efendimiz ve ashâbının nasıl işkencelere mâruz kaldığı konusunu işlerken, bir öğrencim dayanamayarak ayağa kalktı ve: “

Sehl Bin Sa'd (r.a.) Kimdir?

 Sehl bin Sa'd radıyallahu anh çocuk sahabilerden... Müslüman bir aile ortamında büyüyen bahtiyarlardan... Medine'de en son vefat eden sahâbi...

Kazandıran Alışveriş

İlk Müslümanlar Medine’ye hicret edinceye kadar işkenceler gördü. Hicret esnasında dahi sıkıntılarla karşılaştılar. İlk Müslümanlardan Süheyb’in (r.a.) hicreti

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.