SUFİ   (668 içerik bulundu)

Abdâl Kime Denir?

Abdâl kime denir? Abdâl kimdir?

Kısaca Osmanlı Sultanlarının Tasavvuf Anlayışları

Osmanlı sultanlarının tasavvuf anlayışı nasıldı? Kısaca Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tasavvuf Anlayışı İslâm Dünyâsının Her Yöresinde Aynı mıdır?Arap ve Türk Dünyâsındaki Tasavvufu Karşılaştırmak Gerekirse Neler Söylenebilir?

Tasavvuf anlayışı İslâm dünyâsının her yöresinde aynı mıdır? Arap dünyâsındaki tasavvuf anlayışıyla Türk dünyâsındaki ta-savvufu karşılaştırmak gerekirse neler

Tasavvufa Ayrı Bir Din midir?

Tasavvufa ayrı bir din gibi bakanlar var. Bu konudaki fikriniz nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tasavvuf ve Genel Mânâda Mistisizm Arasındaki Farklar Nelerdir?

Tasavvuf ile genel mânâda mistisizm arasında ne tür farklar vardır? İşte tasavvuf ve mistisizm arasındaki farklar...

Tasavvufun İslamiliği ve İslam Literatüründeki Yeri

Tasavvufun İslâm literatüründeki yeri nedir? Tasavvufun İslâmîliği nedir? Bir ilmin İslâmî olup olmadığını anlamak için dikkat etmemiz gereken üç esas nedir? Pr

Tayy-i Zamân ve Mekân Gibi Birtakım Menkıbeleri Nakletmenin Ne Anlamı Var?

Tayy-i zamân ve mekân gibi birtakım menkıbeleri nakletmenin ne anlamı var? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tasavvufî Menkıbeler Konusunda Sıkıntılar Var. “Net Bir Tasavvuf Ortaya Konamıyor” Deniliyor. Bu Konuda Siz Neler Söylersiniz?

Tasavvufî menkıbeler konusunda sıkıntılar var. “Net bir tasavvuf ortaya konamıyor” deniliyor. Bu konuda siz neler söylersiniz? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ceva

Tasavvufda Tefsîr, Hadîs ve Fıkıh Gibi Bir İlim midir?

Tasavvuf; tefsîr, hadîs ve fıkıh gibi bir ilim midir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz tasavvuf ile ilgili merak edilenleri, aklımıza takılan soruları cevaplıyor.

İmâm-ı Rabbâni Hazretlerinin Hayatı

Altın Silsile’nin 23’üncü halkası, Hindistan’da yetişen en büyük veli ve alim; İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin hayatı...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.