HİCRET   (2181 içerik bulundu)

Cemîle Binti Sâbit (ra) Kimdir?

 Ümmü Âsım Cemîle binti Sâbit el-Ensariyye radıyallahu anhâ hicretten hemen sonra Medine’de Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize biat eden ilk on ha

Leylâ Binti Ebî Hasme (ra) Kimdir?

Leylâ binti Ebî Hasme radıyallahu anhâ, kocası Âmir İbni Rebîa radıyallahu anh ile birlikte İslâm’ın ilk günlerinde Mekke’de müslüman olan kahramanlardan... Müş

Peygamberimiz (s.a.v) Gençleri İlme Teşvik Ederdi

Peygamber Efendimiz (s.a.v) ilmin kıymetini çok iyi bilir ve ilim ehlinede gerektiği kıymeti verirdi. Bundan dolayı ki gençleri sürekli ilme teşvik eder onlara

İslam'ı Yaşatan Temel Ölçüler

Altınoluk dergisi 368. sayısında İslam'ın temel ölçülerini masaya yatırıyor. Gönül dünyamıza yapılan taaruzlar, ölçü hassasiyetimiz, sahte din alimleri, hayata

Fâtıma Binti Kays (ra) Kimdir?

 Fâtıma binti Kays radıyallahu anhâ Medine’ye hicret eden ilk muhacir hanım sahâbîlerden!.. Keskin zekâsı, görüş ve kanaatlerinde isabeti ile çevresinde tanınmı

Hz. Ebû Bekir'in (ra) Kılavuz Anısı

Peygamber Efendimizin “Ben, O'dan razıyım” dediği Ebû Bekir (ra) hicret yolculuğunda karşılarına çıkan onlarca tehlikeye rağmen hiç yalan söylememiş, Sıddîk lak

Rabbe Yakınlığın En Mühim Vesilesi

Rabbe yakınlığın en mühim vesîlesi; aşk ve vecd içinde, huşû ile îfâ edilen ibadetlerdir. Mü’min, ibadetlerini ve bilhassa zikrini bu şuurla yapabildiği zaman H

Affede Affede Af Olun!

İnsan başkalarını çokça affetmeli ki Allah da onu affetsin. Nitekim hepimizin, gerek Allâh’a, gerekse kullarına karşı işlenmiş, affedilmeyi bekleyen pek çok hat

Seffâne Binti Hâtim (ra) Kimdir?

Seffâne binti Hâtim radıyallahu anhâ cömertliği ile meşhur bir âilenin ferdi. Akıllı, zeki bir hanımefendi. Babasının cömertliği darb-ı mesel haline gelmiş olan

Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve Gençler

Allah Rasûlü’nün hayatı incelendiğinde, onun nübüvvet dâvâsında gençlerin müstesnâ bir mevkîye sahip olduğu görülür.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.