MEVLANA   (2583 içerik bulundu)

Halid-i Bağdadi Hazretleri'nin Son Nefes Endişesi

Büyük Hak dostları hiçbir zaman amellerine güvenmeyip son nefes husûsunda dâimâ Allâh’ın rahmet ve mağfiretine ilticâ etmişlerdir.

Tasavvuf’ta İstidat Nedir?

Tasavvufî eğitimde başarılı olabilmek için şahsî gayretlerin yanı sıra fıtrî kâbiliyetlerin yani isti‘dâdın da büyük bir önemi vardır. Bu sebeple mürşidler, mân

Kur'an-ı Kerim'de Zikredilen Örnek Nesil

Bizler, Peygamber Efendimiz’in 1400 sene sonra gelen ümmetiyiz. Bugün artık “sahâbî” olma imkânımız bulunmuyor. Fakat âyette zikredilen, “Muhâcirler ve Ensâr’a

Cenâb-ı Hakk’a Yaklaşma Mevsimi: Üç Aylar

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, zamanın ehemmiyetinden ve Allah Teâla'ya nasıl yakın bir kul olabileceğimizi anlatıyor...

İnsan Neslinin Ziyneti

Kadınların saâdeti, “hanımefendi” olarak yaşamalarıyla mümkündür. Kadın, aslî vazifesinin dışına yönelir ise, âile ocağını kurutur. Kadının dış hayata katılması

Vukuf-i Zamani Ne Demek?

Vukûf-i zamânî: Tasavvufta her an kendini yoklamak ve zamanı iyi değerlendirmek demektir.

Dünya Nimetlerine Takılıp Kalma!

Dünya nîmetlerine takılıp kalmak, onun fânî ve anlık zevk u safâsı için sonsuz bir saâdet imkânını zâyî etmek gibidir. Tıpkı Yûsuf -aleyhisselâm-’ı kuyuda bulup

Malayani İle İmtihanımız

“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, müslümanlığının güzelliğindendir.” (Tirmizî, Zühd, 11) hadîs-i şerîfi mûcibince, daha güzel olmak çabasının

Kulluğun En Güzel Tecellisi

Bütün varlık Allahütealayı tesbih ediyor. Varlık bu tesbihi değişik hallerde yapıyor. Kimi sürekli secde halinde, kimi rükû halinde, kimi kıyam halinde, kimi ta

İdarecilerin Mesûliyeti

Herhangi bir şekilde insanların önünde bulunan kimseler ve bilhassa idâreciler, amellerine ve gönüllerindeki temâyüllere daha fazla dikkat etmek zorundadırlar.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.