MEVLANA   (2583 içerik bulundu)

Neyin Peşindeyiz?

Her şeye taşıdığı değer kadar itibar edilmelidir. Geçici olanın sevgisi de geçicidir. Allah ise Hayy (diri), Kayyûm (her şeyi görüp gözeten) ve lâ yemût (ölümsü

Ölümü Her An Hatırlamak

Mümin her an ölümü tefekkür ederek kendi yoklar. Çünkü ölüm elbet birgün herkese geldiği gibi bizlerede gelecek. İşte o ansızın gelen ölüme karşı hazırlıksız ya

Ölümü Vuslat Bilenler

İnsan Allah'a (cc) layık bir kul Resulüne layık bir ümmet olma çabası ile bir ömür geçirirse, yaptığı her işte hayrı gözetip yaratılanı Yaratan'dan ötürü severs

Âhirette İmanın Faydaları Nelerdir?

İnsan zamanla herşeyi satın alırda, dünyanın tüm servetlerine de sahip olsa zamanı geri alamaz. İnsan ömrü denen zaman da o kadar kısadır ki hiçbir şey anlamada

“Hüdâyi Bülteni” 5. Sayısı Çıktı

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı’nın esas gayesinden ve bu gaye adına ne gibi faaliyetlerin yürütüldüğünden bahseden Hüdâyi Bülteni yayınlandı. Üç ayda bir yayınlanan H

Kimle Berabersin!

Yüzakı Dergisi, “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96) hadisi şerifi çerçevesinde bu sayısında dostlukları inceliyor. 

Mü'minin Dünyaya Bakış Tarzı

Müʼmin, dünyaya bakış tarzını, Kurʼân ve Sünnet ölçüleriyle tanzim ettiği takdirde, ona karşı zâhid davranması, yani ondan kalben uzaklaşması, gayet tabiîdir. D

Peygamberimizin Hakkımızda Çok Korktuğu Şey!

Peygamber Efendimiz'in hakkınızda Deccâl’den daha çok korktuğum şey gizli şirktir. "Meselâ namaza duran birini düşünün. Bu kimse, bir başkası tarafından gözetle

Allah ve Resulüne İtaat Nedir?

Müminler için asıl izzet İslam'dadır. Allah ve Resulü'ne itaat müslümanın aslolan birinci vazifesidir ve bu vazife ile müslüman izzet ve şeref kazanır. Allah'ın

Müminlerin Asıl Yurdu Cennettir

“(İnsanlar) kıyâmeti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar…” (en-Nâziât, 46) ilâhî beyânına muhataptır

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.