MEVLANA   (2583 içerik bulundu)

Türkiye'nin 'Tasavvuf Kütüphanesi': İlam

20 yıl önce 2 bin kitapla hizmet vermeye başlayan İLAM Kütüphanesi, bugün 30 bin adet eser ve 70 binden fazla cilt adediyle İstanbul’da ağırlıklı dini kitapları

Zaferler Fedâkârlığın İkramıdır

Yüzakı Dergisi 135. sayısında  fedâkârlık muhabbetinin mahsûlü, zaferlerimizi işliyor.

Cevabı Bildirilmeyen Soru

Kur’ân-ı Kerîm’de bazı meseleler insanların sorularına dayandırılarak açıklanır. Nebî (s.a.v.)’e “Sana kıyametten/ganîmetlerden/yetimlerden/haram aylardan/infak

'peygamberimiz'e Muhabbet' Bize Neler Kazandırır?

Cenâb-ı Hak, bütün mahlûkâtı ve bilhassa insanı muhabbet meyliyle donatmıştır. İlâhî bir imtihan dershânesi olan bu âlemde insan, muhabbetini Hakk’a ve hayra yö

'allah' Diyen Kalp Merhametsiz Olamaz!

Îmânın en büyük meyvesi merhamet, onun neticesi ise “hizmet”tir. Merhamet etmek/acıyabilmek, Allâh’ın büyük bir lûtfudur. Zira yalnızca acıyabilen insan için, k

Her İnsanın İsteyeceği Ölme Şekli

Her ârif ve âşık gönül, Hakk’ın kendilerine emânet ettiği hayâtı dâimâ sırât-ı müstakim üzere bir kulluk ve ibâdet ile tezyîn ederek Rabbine bir kulluk bedeli o

Müslümanı Güzelleştiren 7 Şey

Bugün Müslümanların bir kısmı, ağır zulüm ve haksızlıklara karşı çetin bir mücâdele içerisinde bulunuyor. Aslında bu hâl, bir doğum sancısıdır. Bir uyanışın, şu

Kimlerle İstişâre Edilir?

İstişâre, bir işe başlamadan evvel, bilgisine, tecrübesine ve ahlâkına îtimâd edilen kimselerle fikir alışverişinde bulunmak, onlara danışmak demektir.

Ahiretin Nuruyla Aydınlanan Mekân

Bu kutsal mekânın her yeri kâinatın Yaratıcısının tanıklığını yapıyor. Dünyadaki hiçbir mekân ve alan, Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) dinlendiği ye

Lânet Edilmiş Kimseler

Cenâb-ı Hak kadına ayrı, erkeğe ayrı husûsiyetler lûtfetmiştir. Bu vasıflar, her ikisinin de toplum içindeki vazifelerini lâyıkıyla yapmalarına göre şekillenmiş

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.