nasip   (2417 içerik bulundu)

Osmanlılar Nasıl İnsanlardı?

Osmanlılar, tevâzû ve mahviyetleri kadar ağırbaşlılık, ciddiyet ve vakarları ile de tebârüz etmişlerdir. Bu güzel hâlin neticesi olarak da kahkahalarla gülmek,

Râbıta Nedir? Râbıta Nasıl Yapılır?

Râbıtanın lügatteki mânâsı, bağ, alâka ve vuslat demektir. Aslında kâinâtta râbıtasız hiçbir mahlûk yoktur.

Kalbimizden Hayata Nasıl Bakabiliriz?

Dr. Adem Ergül, "Şekilcilik kolaycılıktır. Öze inmek zordur. Hâlbuki kalite, öze inişle doğru orantılıdır. Kişi, özünü pişirmeden hamlıktan kurtulamaz. Özün kem

Câfer-i Sâdık -rahmetullahi Aleyh- Kitabı

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin yeni kitabı Câfer-i Sâdık -rahmetullahi aleyh- okuyucuyla buluştu.

Peygamber Efendimiz'e Salevât Getirmenin Faydaları ve Faziletleri

Âyet-i kerîmedeki ilâhî ferman mûcibince, O Fahr-i Kâinât’a salât ü selâm getirmek mecbûrîdir. Bu, Cenâbı Hakk’ın Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e karş

Allah Katında En Temiz Amel

Allâh’ı zikretmek, “Allah” lafzını sâdece kelime olarak tekrarlamaktan ibâret değildir. Zikir, ancak tahassüs istîdâdının merkezi olan kalpte mekân bulduğu zama

Güzel Huylu İnsan Nasıl Olunur?

Peygamber vârisi Hak dostları insanların kendilerine karşı gösterdikleri kaba davranışlara, hatâ ve kusurlara aldırmaz, onların ıslâhı için türlü meşakkatlere c

Peygamber Efendimiz'in Tevâzû Hâli

Başkalarını hor görerek kendini beğenmek kadar, insanı mânen helâk eden bir başka felâket yoktur. Bunun içindir ki Mevlânâ Hazretleri, birçok mânevî tehlikeden

Kanuni'nin Hayret Ettiren Vasiyeti!

Ulu Hâkan Kanuni Sultan Süleyman’ın cenâzesi, dört yüz muhâfızın nezâretinde İstanbul’a getirildi. Sü­ley­mâ­ni­ye Câmii’nin musallâ taşına kondu. Cenâze namazı

Gecenin Sırrına Nasıl Vâsıl Olunur?

Mânevî terakkîde dikkat edilmesi gereken daha birçok usûl ve âdâb söz konusudur. Biz burada, bu usûl ve âdâbın belli başlıları üzerinde duracağız.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.