nasip   (2417 içerik bulundu)

Kafirin Gözü Ondan Asla Ayrılmaz

Cengâver Sultan Yavuz Sultan Selim Han, çok sade bir hayat yaşadı. Az uyuduğu için ekserî geceleri kitap okumakla geçirirdi. Her öğün tek çeşit yemek yerdi. Ağa

Fikir Olmadan Yol Alınamaz!

Ekim 2006’da yayın hayatına başlayan GENÇ Dergisi, bu ay itibariyle 10. yılına giriş yaptı. 

Genç Gönüllüler Adana'da Buluşuyor

Genç Gönüllüler Türkiye geneli buluşmalarına Adana'da yapacağı 38. Genç Gönüllüler Buluşması ile devam ediyor.

Yavuz 'islam Birliği' Hamlesini Neden Yaptı?

Yavuz Sultan Selîm Han, tahta geçer geçmez, sür’atle icraata başladı. O sıralarda Azerbaycan, Irak ve İran’ı eline geçirmiş olan Şah İsmâil, Anadolu’yu tehdid e

İslam Ümmeti Neleri Kaybetti?

Büyüklerden birine demişler ki; “Efendim dua edin de Ümmeti Muhammed kurtulsun.” O da demiş ki; “Siz bana Ümmeti Muhammed’i gösterin ki ben de onların kurtulduğ

İlk Hac Kafilesi Yurda Döndü

Kutsal topraklarda hac ibadetini yerine getirdikten sonra yurda dönmeye başlayan ilk hacılar, İstanbul'da sevinç gözyaşlarıyla karşılandı.

Hacı Adayları "hira" Heyecanı Yaşıyor

Hac ibadetini gerçekleştirmek için kutsal topraklara gelen Müslümanlar, Kurban Bayramı öncesinde Mekke'de İslamiyet'in doğduğu topraklardaki kutsal mekanları zi

"bütün Dünyayı Verseniz Dinimi Değiştirmem!"

Sultan 2. Bâyezîd-i Velî Han, 1481 yılında pâ­di­şah olduktan sonra, saltanatının ilk 14 yılını kardeşi Cem Sultan ile uğraşmakla geçirdi. Bu durum da, hris­ti­

Yaptığımız Her Şeyden Hesaba Çekilecek Miyiz?

Yalnızca ibadet zamanlarında değil, hayatın her safhasında kalp Cenâb-ı Hakʼla beraber olmalıdır. Fânîlik hissiyâtı içinde yaşanmalıdır.

Derdini Anlatan Her Hanım Gözyaşlarını Tutamadı

Özellikle anne, baba, kardeşler, eş ve çocuklar ile küs olarak, kırgın olarak gelen var mı?” Ben bu sorunun cevabını vermezler diye düşünürken beni mahcup edip

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.