nasip   (2417 içerik bulundu)

Sultan Iı. Murat'ın En Büyük Kaygısı Neydi?

Sultan II. Murat, ilmi ve ibadeti çok, zühd, verâ ve takvâsı ziyâde bir pâ­di­şahtı. Bunun içindir ki, tahtı henüz sağlığında iken evlâdına iki kez bırakabilmiş

Seyyide Fatma Zehrâ'nın Kur'ân'la Buluşması

Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in aramızda dolaşan yâdigârları onlar... Tâkatleri nisbetinde O En Sevgili -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e lâyık olm

Tevbenin Kabul Olmasının Şartları Nelerdir?

Tekrar tekrar tevbeden dönmek, âhiret hayatını karartacak bir âfettir. Bu nevî tevbeye muhtaç tevbelerden Allâh’a sığınmak gerekir.

Musa Efendi Tek Başına Vakıf Gibiydi

Altınoluk Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Taşgetiren, Abdullah Sert Bey ile Musa Efendi Hazretlerinin "İnfak Hassasiyeti" üzerine konuştu.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Nasıl Secde Ederdi?

Dr. Murat Kaya, hadis-i şerifleri şerh etmeye devam ediyor. Dr. Kaya'nın bu hafta değindiği konu ise "secde". Efendimiz -aleyhisselatu vesselam-'ın nasıl secde

İlyas Aleyhisselâm'ın En Büyük Üzüntüsü

Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri der ki: “Dünyanın bir günü, âhiretin bin senesinden hayırlıdır. Çünkü dünyanın bir gününde rızâ-yı ilâhîyi tahsil etme imkânı vardı

3 Günde Kur'ân'ı Nasıl Öğrendiler?

Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Derneği (TİYEMDER) ve Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı tarafından düzenlenen ve binlerce kişiyi Kur’ân’la tanıştıra

Allah'ın Kıyamet Gününde Konuşmayacağı Üç Kişi

Zekât ve sadaka gibi infaklarda edeb çok mühimdir. Bilhassa veren, alana teşekkür hissiyâtı içinde olmalıdır. Çünkü onu farz olan bir borçtan kurtarıp ecre nâil

Hanımlar İçin 40 Hadis-i Şerif

Şefika Kaya Meriç'in kaleminden "Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Dilinden GÖNÜL İNCİLERİ" kitabı çıktı.

Fethin Babası 1. Murad Han

Murad Hüdâvendigâr, yirmi dokuz sene süren hükümdarlığı müddetince zaferden zafere koştu. Mağlûbiyet yüzü görmedi. Babasından devraldığı küçük bir beyliği, kısa

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.