zikir   (2637 içerik bulundu)

Salihleri Yâd Etmek Bereket Vesîlesi

Tasavvufî terbiyede bir usûl olarak silsile-i şerîfede bulunan zâtlar zaman zaman hatırlanıp isimleri anılır. Bu tatbîkat, sâlihlerin yâd edilmesiyle kalplere i

Kıyamet Kopana Kadar Tövbeler Kabul

Allah Teâlâ kulunun tövbesini kıyamet kopana kadar kabul edeceğini müjdeliyor. Bu anlamda insan her fırsatta tövbe etmeli, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine lutfettiği

Tasavvuf ve Eğitim

 Gençlik her milletin ümidi ve istikbali demektir. Gençlik güzel yetiştirilir, kendisini bekleyen görev ve sorumluluklara layıkı vechile hazırlanırsa, milletini

Dünyayı Ahirete Tercih Eden Kişi

Dünyayı âhirete tercih etmek; geçici olanı kalıcı olandan, damlayı deryadan, çer-çöpü pırlantadan kıymetli görmek gibi, hazin bir hamâkattir. Bâyezîd-i Bistâmî

Tasavvufî Terbiyede Seyr-u Sülûk

Tasavvuf, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e vâris olmuş gerçek mürebbîler elinde; nebevî terbiye metodlarıyla, nefsin tezkiye, kalbin tasfiye

Hâcegân Yolunun 10 Esası

Hâcegân yolunun belli başlı esasları ve sahih bir tasavvuf yolunun ne gibi düsturlara sahip olması lâzım geldiğinin misâli...

İstihâre Namazının Kılınışı

İstihâre duâsı,  sonucu hayır ve iyi olduğu tam anlamıyla bilinmeyen durumlarda, Allah'tan hayır olanı göstermesi için edilen bir duadır. Peygamber Efendimiz sa

Beş Şey Gelmeden Önce Beş Şeyi Ganimet Bil!

Fırsat elden kaçmadan, bütün fânî nîmetleri ebedî saâdet sermayesi kılabilmeye gayret etmeliyiz. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bu hususta

İnsan Kendini Nasıl Tanır?

İnsan her şeyden önce kendini bilmeli, nerden geldiğini, nasıl geldiğini, görevinin ne olduğunu ve nereye gideceğini... Eğer bunları sorgularda kendini bulursa

Muâmelât Olmadan Tasavvuf Olmaz!

Tasavvufu sadece raks, sema, zikir ayini gibi gören, kullar ile olan ilişkilerde fıkhın muamelatına uymayan kimseler sufilerin başıboşlarıdır ve ayette buyruldu

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.