MEVLANA   (2583 içerik bulundu)

Kur'ân-ı Kerim'den Nasıl İstifâde Ederiz?

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’in bir benzerini vücûda getirmeleri husû­sunda kıyâmete kadar gelecek olan bütün ins ve cin âlemine meydan okumaktadır. Kur’ân sûrel

Gerçek Huzur Resulûllah'a Benzeyebilmektir

Cenâb-ı Hak; insanı, cennete davet etmekte. Ancak onu cennete ham ve nâdân hâliyle değil, terbiye olmuş bir kıvamda kabul etmekte. 

Kur'ân-ı Kerim'de Işınlanma Hadisesi

Kur’ân-ı Kerîm, üslûbundaki fesâhat, belâğat ve ihtivâ ettiği ahkâmın şâhe­serliği yanında, mânâ ve muhtevâsıyla bütün mekân ve zamanlara hitâb etmesi ile de hi

Çok Konuşmanın Zararları Hakkında Hadisler

Lisanda gerekli gereksiz çokça tekrar olunan kelimelere “pelesenk” denir ki, bu bir konuşma zaafıdır. Hele böyle bir kelime, yakışıksız veya kaba ifâdeli ise, b

Edep Nedir?

Muhabbet ve edep olmadan mânen seviye katedebilmek mümkün değildir. Aksi hâlde ibadet, muâmelât ve ahlâktan geriye, kuru bir dâvâ ve faydasız bir yorgunluk kalı

"infâk Etmek" Rabbimizin Emridir!

Hakkʼa vâsıl olan yüksek şahsiyetler, dâimâ hizmet yolundan giderek menzillerine ermişlerdir.

Hak Dostlarının Mânevî Terbiyeleri

Mânevî eğitimde kalp, tasfiye edile edile, beşerî ve tasavvufî temrinlere ilâveten Allâh’ın lutf u keremiyle, yolun nihâyetinde öyle bir hâle gelir ki, sâhibini

"üç Nokta"nın Aşkı

Bir büyüğümden dinlemiştim vaktiyle, üç noktanın mânâsı için şöyle demişti: “Ân gelir üç noktanın anlattığını, bütün bir edebiyat şerh etmekte acze düşer.” Öyle

Adam Olamayışımızın Sebepleri Nelerdir?

Yüzakı Dergisi, Aralık [2015] sayısında; ümmet olarak, millet olarak ideal mânâda «adam olamayışımız»ın sebeplerini masaya yatırıyor.

Âhirette Hangi Tarafta Olmak İstiyorsunuz?

Âhirette nerede olmak istiyorsak, hayatımızı ona göre tanzim etmeliyiz. Son nefesimizin Hakkʼa vuslat olarak gerçekleşebilmesi için, hayatımızın da vuslat iştiy

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.