MEVLANA   (2583 içerik bulundu)

Tebliğ Üslûbu Nasıl Olmalı?

Hizmet mâhiyetindeki bir hareketin, rızâ-yı ilâhîye muvâfık, yâni kâmil bir sûrette tahakkuku için birtakım vasıflara sâhip olması gerekir. Bunların başında niy

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri'nin Hizmet Anlayışı

Büyüklerin hayatındaki, Hak yolunda infak ve hizmet fazîletine dâir ideal davranışlar, bizler için güzel bir nümûnedir.

Ubeydullah Ahrâr Hazretleri'nin Hizmet Ufku

İslâm ahlâkının esâsını, Cenâb-ı Hakk’a aşk ve ihlâs ile yönelişte; bu yönelişin en mühim nişânını da hiç şüphesiz “hizmet”te bulu­ruz. Zîrâ «hizmet eden himmet

"infâk Et ki Sana Da İnfâk Edilsin!"

Dertli, garip, yalnız ve kimsesize merhamet ve infakla sahip çıkılan bir toplumda; hiçbir siyasetçinin, sosyoloğun, psikoloğun temin edemeyeceği bir kardeşlik i

İnsan Aklını En Çok Meşgul Eden Muammâ

İnsan, hakka ve hakîkate mütemâyil olarak yaratılması sebebiyle, meçhûle rızâ göstermez. Dâimâ hakîkati merak edip araştırarak mâlûmun peşinde koşar. Zira bilme

Allah Dostlarının Esrarengiz Hac Hatıraları

Hac, zengin ve gitme imkânı bulmuş mü’minlerin ömürlerinde en az bir kez gitmeleri farz olan bir ibâdet… Ancak Allah dostları, haccı da diğer ibadetler gibi büy

Hakk’a Yaklaştıran Tahsil

Yüzakı Dergisi yazarları bu sayıda mânevî eğitimin zaruretine işaret ediyor. Dînî eğitimin önündeki dünyevî endişeleri, nefsânî takıntıları masaya yatırıyorlar.

Hakkıyla Hac Yapabilmek İçin!..

Hac, fıkhî bir terim olarak “Mekke kentindeki Kâbe’yi ve çevresindeki mukaddes sayılan özel yerleri, belirli bir vakitte, önceden hac niyetiyle ihrama girerek u

Derdini Anlatan Her Hanım Gözyaşlarını Tutamadı

Özellikle anne, baba, kardeşler, eş ve çocuklar ile küs olarak, kırgın olarak gelen var mı?” Ben bu sorunun cevabını vermezler diye düşünürken beni mahcup edip

İslâm'da Ahlâk

İslâm’ın bir de ahlâk boyutu vardır ki, o da ferdî ve ictimâî hayata derinlik ve kıvam kazandırır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.