zikir   (2636 içerik bulundu)

Hangi Oruç Cehenneme Kalkan Olur?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi imtihan dünyasından, Ramazan ayının hikmetlerinden ve makbul bir orucun özelliklerinden bahsediyor.

Zekât'ı İhmâl Edenlerin Hazin Sonu

Çalışmak, helâl yoldan mal-mülk sâhibi olmak elbette İslâm’ın güzel gördüğü ve teşvik ettiği bir durumdur. Şu kadar var ki, bunları putlaştırıp kalbe sokmadan H

Çok Yemenin Zararları ve Az Yemenin Faydaları

Eşrefoğlu Rûmi Hazretleri, bir şiirinde çok yiyenler ile az yiyenlerin kıyasını yapıyor. Çok yemenin kişiye zararlarını sıralayan Eşrefoğlu Rûmi Hazretleri, az

Umrede Hilton’da Kalmak Neler Öğretiyor?

Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, umrede Hilton'dan Kabe'ye yaşadığı yolculuğu anlatıyor.

Oruçtan Çalan Hırsızlar

Kuran ve Sünnet ölçüsünde tutulmayan oruçlar eksik ve sakat olacağından ahirette bizlere yeterince faydalı olamaz. Bu yüzden ibadetlerimizi eksiksiz yapabilmek

Kelime-i Tevhid'in Faziletleri

Cenâb-ı Hak, İslâm’a giriş cümlesi olan kelime-i tevhîdi aynı zamanda ibadet olarak kabûl etmiştir ki kulları dâimâ onunla meşgul olsunlar ve bol ecir kazansınl

Dağlar ve Ağaçlar Efendimiz'e Selâm Veriyordu!

İnsanlar İslâmî terbiyeden geçtiğinde, hareket etmeyen, câmid varlıklara bile güzel davranmayı öğrenirler. Zira onlar da Allah Teâlâ’yı -bizim idrâkimizin dışın

Allah'a Olan Şükrümüzü Arttırmalıyız!

Mü’min; Allâh’ın herhangi bir mahlûkunu gördüğü zaman; “Ben onun yerinde olabilirdim, o da benim yerimde olabilirdi.” diyerek Cenâb-ı Hakk’ın kendisine olan lût

Din Kardeşini Küçümsemek

Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri buyurur: “Müslüman kardeşlerine saygısızlık yapmanın ve onları horlamanın verdiği zarar kadar, kişiye hiçbir günah zarar vermez.” 

Ebu'l Beşer'in ve Ebu'l Enbiya'nın Çilesi

Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi'nin baştacı olan Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi'nin lisanından hareketle Allah'ın alemlere tebliğ vazifesiyle gönderdiği bir rivay

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.