HELAK   (2708 içerik bulundu)

Cihat İnsanları Zorla İmân Ettirmek Değildir!

Şunu diyebiliriz ki, İslâm, baştan sona terörle mücâdeledir. İslâm’da kan dökmek ve toprak almak için savaşmak, toprağı kanla sulamak yasaktır, haramdır. Kılıç,

Muhteris Kimlere Denir?

Muhteris insana Dünya’yı versen; “Acaba Ayʼda bir parsel yok mu?” der. Nefsânî ihtirasların sonu gelmez. Gönlün huzuru; kanaat, rızâ ve şükürdedir.

Sorun Bizde Kalbimizde

Ramazan ayı içinde Erkam Radyo'da "İftar Sevinci" programında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca ile bir sohbet yapıldı. Prof. Dr. İrfan Gündüz

Sabrın Çeşitleri Nelerdir?

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi herkesin verilen nimetlerden hesaba çekileceğinden ve sabrın çeşitlerinden bahsediyor...

Din Kardeşine Yardım Etmenin Sevâbı

Müʼminler, bir Allâhʼa inanan, aynı Peygamberʼin ümmeti olan, aynı kıbleye yönelen, câmilerde omuz omuza saf tutan, birbirlerini kendisine emânet ve zimmetli gö

Orucun Fazileti

Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- buyurur: “İnsanın asıl gıdâsı Allâh’ın nûrudur. Ona aşırı ten gıdâsı vermek lâyık değildir. İnsanın asıl gıdâsı, ilâhî aşk ve

Kendimize Bakınca Neler Görürüz?

Altınoluk Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi'nin 30 yıldır devam eden yolculuğuna temas ederek kendimizi yeniden hesaba çekmeye, öze

Konstantiniyye'nin Fethedildiği Gün Neler Yaşandı?

Sultan Mehmed Han, 29 Mayıs 1453 sabahı karadan ve denizden görülmemiş bir azimle büyük bir hücûm başlattı. O 

Kader Tartışmaları Hakkında Hadis-i Şerif

Allâh’ın irâdesi, bütün oluşlarda mevcuttur. O’nun irâde ve kudretinin dâhil olmadığı hiçbir şey gerçekleşemez. Bir toz bile yerinden kalkamaz ve küçük bir sine

Âhirete İnananlar ve İnanmayanlar Arasındaki Fark

Âhiret inancı, mes’ûliyet şuurunu kuvvetlendirir, vazifeye bağlı, hak ve hukuka hürmetkâr olmayı temin eder. Bu sûretle gayet sağlam bir ahlâk anlayışına, çok m

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.