İMTİHAN   (3209 içerik bulundu)

Hz. Yusuf'un (as) Çilelere Sabrı

Yaşadığımız dünya hayatında zaman zaman zorluklar ve çilelere dûçar oluyoruz. Akıllı müslüman bunu Rabbimizin bir lûtfu ve ikramı olarak görür ve çilelerin kend

İlâhî Kudret Akışları

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, eserlerinde sıkça kullandığı “ilâhî kudret akışları” ifâdesiyle kastettiği mânâyı anlatıyor.

Tasavvufla Bağdaşmayan Şeyler

Dînin derûnî ve ruhânî ciheti, mârifet ve takvâ derinliği olan tasavvufî yönü ihmâl edildiğinde, geriye kuru bir kâideler manzûmesi kalır. Bununla birlikte, bil

Hz. İbrahim ve Öncü Nesiller Duâsı

İnsanlığa önder ve örnek olacak nesiller yetiştirmeye harcanan emek, yatırımların en kıymetlisidir. Ve bu konuda dertli olmak, dertlerin en değerlisidir… Kur’ân

Tasavvuf Tarifi

Bu dünyada insandan istenen şey, ibadet ve kulluktur. Nihâî hedef ise kalbî merhaleler katederek mârifetullâh’ı elde etmek, yani Cenâb-ı Hakk’ı kalben tanıyabil

Fürey'a Binti Mâlik (r.anha) Kimdir?

 Fürey’a binti Mâlik radıyallahu anha, başından geçen bir hâdiseyi Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize sorarak İslâm’ın bir mes’elesinin ortaya çık

Hz. Yusuf (as) Mısır’a Nasıl Sultan Oldu?

Yıllarca zindanlarda kalan Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm-,  tamâmen suçsuz olduğunu ispatlayıp halkın töhmetinden kurtulsa da, yine de nefsin hîlesinden Cenâb-ı

Mevlîd-i Şerîf'ten Yansımalar

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Süleyman Çelebi’nin yazmış olduğu Mevlîd-i Şerîf’in Nûr Bahri girişinde yer alan; "Hak Teâlâ çün yarattı Âdem’i Kıldı Âdem’le mü

Müslüman Olarak Nelere Sahibiz?

Bilgi edinmenin zorluklarını aşabilmek hayli zor. Hayata dair temel kazanımlar farklı biçimlerle insan tarafından öğrenilir. Çocuklukla başlayan bu sürece nihay

'akıl ve Kalp Ahengi' İle Kemale Erdiler

Asr-ı Saadet devrinde mü’mini kemâle erdiren akıl ve kalp fonksiyonları, büyük bir âhenk içinde ve müştereken kullanıldı. Mü’minde heyecan ve aşk unsuru canlı t

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.