hased   (386 içerik bulundu)

Şerrin Anahtarı

Hased, tedavisi mümkün olmayan en mühlik hastalıklardandır. Hasedci kimse başkasının iyiliğine ve elindeki nimete üzülür, hatta onun elden gitmesini ister. Gitm

Zengin “Bu Mülk Benim Kime Ne!” Diyemez

Kâmil bir mümin olabilmenin şartlarından biri de “servet bir emânettir” şuuruyla yaşayabilmektir. Bu itibarla servetin, infak ölçülerinin dışında kullanılması,

Felâk Suresinin Mânâları

Bu sûrede insan ruhuna zararı düşünülen, din ve dünya bakımından çekinilmesi, korunulması lâzım gelen şerlerin hepsi sayılarak onlardan Allâh’a sığınmak emredil

Mesnevi'de Muhabbetin Alâmeti

Muhabbetin alâmeti, şikâyet etmemek… Muhabbetin şartı; namaz, oruç, hac, zekât, gece yolculuğu, çile ve riyâzât cehd ü gayretidir. Ammâ “muhabbet eri olmak” bun

Yahudiler Müslümanları Neden Sevmez?

Yahudiler, Müslümanlardan neden nefret eder? Müslümanlar ile Yahudilerin ilişkileri neden bozuldu? İşte Müslümanların Yahudilerle yaptığı savaş...

Cennete Götüren Küçük Amel

Kâmil mü’minler, kusur işleyen bir mü’mine karşı -o kusur kendilerine karşı işlenmiş olsa dahî- bir doktorun hastasına muâmelesi gibi bir tavır sergilerler. Hiç

İslam’da Büyü (sihir) Yapmanın Hükmü Nedir?

Büyü (sihir) nedir? İslam’da büyü (sihir) yapmanın hükmü nedir? Büyü yapan kimse şirke girer mi? İslam’da büyü (sihir) haram mıdır?

Kadere İmanın Faydaları

Kadere iman, her şeyin Allah tarafından tanzim ve tertip edildiğine îtikad etme mânâsına geldiğinden, her şeyden evvel insanın zihnine bir nizam fikrini yerleşt

Salih Amelleri Yok Eden Bela

Mü’min; zâhirî haramlardan ne kadar kaçınsa, zâhirî farzları ne kadar edâ etse de, bâtınî bir haram olan hasetten kurtulmadıkça, diğer biriktirdiğini zannettiği

Tüm Dillere Hitap Eden Ayet

Acaba “Allah'a sarılın” mealindeki Kur'an ayeti Asya'da Avrupa'da, Türkiye'de İran'da, Türkler, Araplar ya da Kürtler nezdinde nasıl anlaşılır? “Allah'a sarılma

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.