TAKVA   (3719 içerik bulundu)

Müminin Nesil Endişesi

Kâinâta ibret nazarıyla bakıldığında görülmektedir ki; bal yapan arı, yumurta veren tavuk, süt veren koyun, hattâ yavrusunu bakışlarıyla besleyen bir yılan dahî

Sözü İle İşi Birbirine Aykırı Olan Kişinin Acıklı Sonu

İyiliği emir ve kötülükten nehyettiği halde sözü ile işi birbirine aykırı olan kişinin acıklı sonu

Hz. Davut’tan (a.s.) Oğlu Hz. Süleyman’a (a.s.) Nasihatler

Ulül Azm Peygamberlerden Hz. Davut’un (a.s.) oğlu Hz. Süleyman’a (a.s.) yaptığı nasihatler.

Zenginlik mi Yoksa Fakirlik mi Üstündür?

“Zenginlik mi yoksa fakirlik mi üstündür?” sorusuna; zühd ve takvâsıyla meşhur olan İmam Ahmed bin Hanbel’in verdiği cevap.

Allah'ın İkram Ettiği Kıymetli Zamanlar

Üç ayları ve bilhassa Ramazân-ı şerîfi idrâk edenler, O’nu ikrâm eden Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına erişirlerse; onlara yaşadıkları her zaman dilimi, Ramazân-ı şerif

Misafir Bize Neler Öğretir?

İslam dininde ve geleneklerimizde misafir ağırlamak çok önemli bir yer tutar. Misafir ağırlamanın külfet olarak görüldüğü günümüzde misafirle elindekileri payla

İslam’a Hizmet Ahlakı

İslama hizmet ahlakı nasıl olmalıdır? İslam'a hizmet yolunda dört ana kural...

Müslümanın Esas Bayramı

Ramazân, bir takvâ mektebi, bayram ise onun rûhânî bir şehâdetnâmesidir. Bayramlar, tâtil günleri değil, Allâh’ı zikir, şükür, sıla-i rahim ve ictimâî ibâdet gü

Sadakayı Açıktan mı Yoksa Gizliden mi Vermeli?

İhlâstan mahrum gönüllerin riyâ ve gösteriş gibi marazlarla bulanık hayırları hiçbir değer ifâde etmez. Bu hususta en büyük tehlike, infâk edenin nefsine bir pa

Yanlışa Düşmekten Koruyan Huy

Hüsn-i zan; güzel düşünmek, iyi şeyler temennî etmek, menfî düşüncelerden ve sû-i zandan, yâni kötü düşüncelerden uzak kalabilmektir. Müslümanlar birbirlerine k

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.