Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, insanı Allah Teâlâ'dan uzaklaştıran ve Allah Teâlâ'ya yaklaştıran fiilleri anlatıyor.
Şehâdeti zedeleyen davranışlar nelerdir? İslam'da şehit olmanın şartları nelerdir? İslam'da şehitliğin şartları nelerdir? Şehit nasıl olmalı? İslam'da şehit ve
Hak dinlerin tebliğcisi olan peygamberler ve onların gerçek varisleri, tebliğ ve irşad hizmetlerini dünyevi bir karşılık için yapmamışlar, üstelik bu yolda madd
Yalan söylemek büyük günahlardan biridir. Yalan, insanlara zarar verdiği için çirkindir. Fakat onlara faydalı olmak, uğradıkları zararı ortadan kaldırmak, onlar
Müslüman ismi, Hak’ka ve O’ndan gelene teslim olana verilen bir isimdir. İslâm gibi Hakk’ın razı olduğu yüce bir dine teslimiyete yol, imkân ve iktidar bulmak g
Çocuklar, Cennetʼe lâyık bir sâfiyetle doğarlar. Fakat anne-babalar çocuklarının mânevî terbiyelerini ihmâl ederlerse, o Cennet kuşlarını -Allah korusun- yanlış
Bu sûrede insan ruhuna zararı düşünülen, din ve dünya bakımından çekinilmesi, korunulması lâzım gelen şerlerin hepsi sayılarak onlardan Allâh’a sığınmak emredil
Bugün, “Sünnet-i Seniyye”yi devreden çıkarmak, Siyer-i Nebî’yi ve hadîs-i şerîfleri küçümsemek ve dışlamak şeklinde bir anlayış var. Kur’ân’ın her şeye yettiğin
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin zamanında bozuk fikirler ve bâtıl akımlar iyice çoğalmıştı. Çoğu Müslümanın akāidi sarsılmış, ibadet ve muâmelâtı ifsâd olmuştu. B
Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerîflerinde; "Beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz öyle namaz kılınız."[4] buyurmuş; kıyam, kıraat, ruku ve sücûdun hududunu bildirm
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.