Çok kazanma uğruna, bitkilerin, hayvanların genleriyle oynanıyor, gıdâların sâfiyeti bozuluyor, haram katkı maddeleri karıştırılıyor, insanların bedenî ve rûhî
Günümüzdeki çarpık düşüncelerden biri de para kazanmak için İslam'ın hükümlerinden taviz verilmesinin kaçınılmaz hatta meşru olduğu düşüncesi. Bu gibiler için A
Allah dostlarıyla olan bu kalbî beraberliğin yanında zâhirî beraberlik de olabilirse, bu, “nûr üstüne nûr” olur. Fakat tasavvufî terbiyede kuru kuruya bir zâhir
Şeyh Sâdî, hâllerdeki sirâyetin, kişinin mânevî hayatını nasıl değiştirebildiğine dâir şu misali verir: “Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr, sâdıklarla beraber
Günümüzü esir eden şer sistemi Kapitalizm'e karşı nasıl bir İslami tavır takınmak gerekir?
Kurulu düzen, içerisinde yanlışa meylettirecek birçok sistemi de barındırır. Peki bir Müslüman düzenin kirli tarafından nasıl uzak durabilir?
Özellikle iktisâdi güç elde etmek, manevi hedefleri pratiğe dökebilmede önemli bir etken olarak kabul edilir. Peki güçlü olmak için İslam'dan taviz verilir mi?
Yüzakı Dergisi 123. sayısında idealist gençliği arıyor. Bugün gençlerin hangi gaye için, hangi ideali elde etmek için çalışıp, terleyip, gayret ettiklerini masa
Yaşadığımız bu fânî hayat, ilâhî imtihan hikmetine binâen, bâzen kahır bâzen de lûtuf tecellîlerinin tezâhürüne sahne olmaktadır. Asıl mârifet, irâdemizi Cenâb
Cenâb-ı Hak ehemmiyetine binâen, Kurʼân-ı Kerîmʼde arka arkaya tam yedi kez yemin ettikten sonra beyân eder ki: “Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mâne
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.