selman   (392 içerik bulundu)

Peygamberimiz Münafıkları Neden Öldürmedi?

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- münafıklarla arasındaki perdeyi hiç yırtmamıştı. İşin en mühim tarafı da burada işte… Neden Peygamber Efendimiz, münâ

Ammar Bin Yasir (r.a.) Kimdir?

Ammar Bin Yasir (r.a.) kimdir? İslam'ın ilk şehit çocuğu olma şerefine kavuşan Ammar Bin Yasirin (r.a.) hayatı.

Yemeksiz Yaşarım Ama Kur'ânsız Yaşayamam

"Yemeksiz yaşarım ben ama Kur’ansız yaşayamam. Kur’an okumayı çok seviyorum. Hala daha hafız olmaya çalışıyorum. Çocuklardan kimi ele geçirirsem onlara günlük 3

Veysel Karâni Hazretlerinden 7 Madde

Hak dostu Veysel Karânî Hazretleri; bu imtihan âleminde Cenâb-ı Hakk’ın rızâsının nasıl bir zıtlığa rabtedilmiş olduğunu, yedi maddede[1] şöyle ifade ediyor.

Tevazu Sahibi Olmak

Bir mü’min, mânen kemâle erebilmek için evvelâ tevâzû sahibi olmalıdır. Zira kendini mükemmel kabul edenler, kusur ve eksiklerini düzeltmeye yönelmezler. Çünkü

Tarikatta Silsile-i Şerîfin Oluşumu

Hak dostu mürşid-i kâmiller, mânevî terbiye, kalp tasfiyesi ve nefs tezkiyesi hususundaki nebevî vazifeyi devam ettiren peygamber vârisleridir. Onların en büyük

Kemaleddin Hocaefendi'nin Manevi Eğitim Yolculuğu

Kemaleddin Altıntaş Hocaefendi ile Altınoluk Dergisinde yapılan röportajın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.  Kemaleddin Hocaefendi manevi eğitim yolculuğu

Annem Seherde Uyanır Kuşlar Gibi Zikrederdi

Kur’ân yolunda çektiği cefalar yeni nesillere örnek olacak, ismiyle müsemma, bu yolun yetiştirdiği kemâl ehli bir insan olan Kemaleddin Altıntaş Hocaefendi ile

Keramet Nedir? Keramet Çeşitleri Nelerdir?

Mühim olan, Kurʼân ve Sünnet istikâmetinde, takvâ üzere yaşamaktır. Zira insan keşif ve kerâmet sahibi olsa da, son nefesinde îmânını kurtarıp kurtaramayacağınd

Tevâzunun İnsan İçin Önemi Nedir?

İnsan niye kıymetli bir gözyaşından değil de, necâset hükmündeki değersiz bir sudan yaratıldı? Öldükten sonra niye kokuşup çürüyerek toprağa dönüşmekte? Bununla

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.